Dini Bilgiler

Münafıklar ve Cehennem

Peygamber'imize (S.A.S.) «mümin ve münafik kimdir» diye sormuslar, Peygamber'imiz su cevabi vermistir:

"Müminin gözü namazda, oruçta olur, münafigin gözü ise —hayvanlarda oldugu gibi— yemekte, içmekte, ibadet ve namazdan uzak durmakta olur. Mümin, eli vardikça sadaka verir. Allah'dan günahlarinin affedilmesini diler. Münafik ise ihtiras ve bos kuruntular pesindedir. Mü­minin Allah'dan baska hiç bir kimsede umudu olmaz, münafik ise Allah'dan baska herkese umut baglar. Mümin, dini yerine malini feda eder, münafik ise mali ugruna dinini satar. Mümin Allah'dan baska hiç kimseden korkmaz. Münafik ise Allah´dan baska herkesten çekinir. Mümin iyilik islemekle birlikte aglar, münafik ise kötülük isledigi halde güler. Mümin yalnizliktan ve kendi basina kalmaktan hoslanir. Münafik ise giriskenlikten ve kalabaliktan hoslanir.

Kategoriler: 

Resulullahın Dilinden Bazı Dualar

Peygamber efendimiz, biz müslümanların nasıl duâ etmesi gerektiğini bildirmiştir. Bu duâlardan bazıları şunlardır:
Allahım, bana kendi katından hidâyet ihsân eyle, kendi fazlu kereminden bana ihsân eyle, rahmetini bana akıt ve bereketlerinden bana inzâl eyle.
Allahım! Ben âcizim, sen beni kuvvetlendir. Ben zelil bir kimseyim, sen beni izzetlendir. Ben fakirim, sen beni zenginleştir yâ erhamerrahimîn.
Allahım ben senin kulunum, kulunun ve câriyenin oğluyum. Perçemim senin elindedir. Bende hükmün geçerlidir, hakkımdaki kaza'n, adalettir. Senin olan, senin kendine isim verdiğin veya kitabında indirdiğin yahut yaratıklarından birine bildirdiğin veya katında, gayb ilminde kendine tahsis ettiğin bir isimle senden dilerim ki Kur'ân'ı kalbimin baharı, üzüntümün cilâsı, keder ve tasamın giderilmesi için vesile kılasın...

Kategoriler: 

Ehli Beyt

“Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” (Ahzab/33)

Efendimiz (s.a.v.), Mekke sokaklarında Abdullah’ın yetimi olarak gezerken, Rabbinin kendisine vereceği nimetlerden habersizdi. Mahzundu. Hayatın bütün yükleri omuzlarına binmiş ve halkının yaşantısından da ızdırap duyan kendi şehrinde muhacir gibiydi. Peygamberlik günleri de çileli geçiyordu. Mekkeli azgınlar, onun risaletini hazmedemiyorlardı. En ufak bir şeyde fırtınalar kopartıyorlardı. Vahiy biraz gecikse, ya da bir evladı vefat etse bayram ediyorlar, “Rabbi, Muhammed’i terketti. Soyu da kesik kalacak, oğulları ölüyor.” demeye, Efendimizin hüznüne hüzün katmaya devam ediyorlardı.

Kategoriler: 

Beni kisa zamanda ihtiyarlatan bu ayettir...

Bismillahirrahmanirrahim

Elhamdulillah Rabbi'l - alemin. Vessalatü vesselamu ala Seyyidina Muhammedin
ve ala alihi ve sahbihi ve sellim

Peygamber efendimiz s.a.v. sakallarindaki beyazlarin çogaldigi dikkati
çekiyor ve sebebini soruyorlar :
- Ya Rasulullah , mübarek sakaliniz son günlerde biraz daha tezce agardi,
hikmeti nedir ?

Cevap enterasandir, bizi düsünmeye sevk eder insaallah...

Kategoriler: 

Nefs ve Mertebeleri

NEFSiN MERTEBELERi

Emr Alemi'nden rabbanî bir lâtife olan insanî nefs , sifatlarina göre farkli
isimler alir. Hayvanî nefsin tesirinden uzaklastikça sifati deGisir,
mertebesi de yükselir. Nihayet tamamen billurlasip Rabbi'ne vasil olur.

insan, asaGida ismi geçen mertebelerden sadece birinde olabilir. Üst
mertebelere yükselebildiGi gibi, geri de düsebilir. Bu mertebe ve isimleri
sirasiyla görelim...

Kategoriler: 

İblisin İtirafları

ibn"i Abbas (r.a) Hz.' inden naklen Muaz b. Cebel rivayet ediyor :

_Bir gün Resullullah (s.a) ile beraberdik. Ansardan birinin evinde toplanmistik.. Tam bir cemaat olmustuk. Sohbete dalmistik.
Bu arada, disaridan bir ses geldi :

_Ev sahibi..... içerdekiler... Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir dileGim var.
Bunun üzerine , herkes Resullullah (s.a)efendimizin yüzüne bakmaya basladi. Orda ve her zaman büyük oydu... izin ondan çikacakti.

Resullullah (s.a) Efendimiz, duruma vakif oldu ve :

_ >

Buyurdu.... Biz hep birden söyle dedik :

_ En iyi bilen ALLAH ve Resuludur.

Bunun üzerine Resullullah (s.a) Efendimiz...

Kategoriler: 

Aşure Günü ve Gecesi

Muharrem ayının onuncu günü yani bugün Aşure günüdür. Muharrem ayı, Kur’an-ı kerimde, kıymet verilen dört aydan biridir. Bu ayın en kıymetli gecesi de Aşure gecesidir. Allahü teâlâ, birçok duaları Aşure günü kabul etmiştir. Hz. Âdem’in tövbesinin kabul olması, Hz. Nuh’un tufandan kurtulması, Hz. Yunus’un balığın karnından çıkması, Hz. İbrahim’in ateşte yanmaması, Hz. İdris’in canlı olarak göğe çıkarılması, Hz. Yakub’un, oğlu Hz. Yusuf’a kavuşması, Hz. Yusuf’un kuyudan çıkması, Hz. Eyyüb’ün hastalıktan kurtulması, Hz. Musa’nın Kızıl Denizi geçmesi, Hz. İsa’nın doğumu ve ölümden kurtulup, diri olarak göğe çıkarılması Aşure günü oldu.
Bugün yapılacak işler:

Kategoriler: 

Ezana gereken değeri veriyor muyuz?

Ezan-ı Muhammedî, rüyalardan kalplere huzur bulması için nakşedildi ilkin. Sonra Hazreti Bilal’in (ra) billur sesi duyulabilecek en güzel ses olarak kaydedildi zihinlere. Bu sırlı sesi duyan müminler kemal-i edeple dinlediler onu, yokluğunda ise hasretle yandı içleri, acı çekti yürekleri. Hele o sese âşık sevdalı yiğitler ondan uzak kalınca büsbütün hüzünlendi. Bu yazıyı, ezana karşı vurdumduymazlığımız ve yurtdışında yaşayan bir dostun yüreğinin derinliklerinden gelen şu sözleri yazdırdı: “Ben burada ezan sesini duyamıyorum. Ne olur benim için, benim kulağımla, benim yüreğimle, huşu içinde dinle ezanı...”
Şimdilerde ezana eskisi kadar önem verilmiyor. Belki çoğumuz ezan sesini bile duyamıyoruz. Doğumumuzda kulağımıza, ‘hayatın boyunca ayrı kalma’ duasıyla okunan ezanlarla buluşamıyor artık kulaklarımız.

Kategoriler: 

Mutluluk Reçetesi Abdest

Sıkılıyoruz, bunalıyoruz ve kurtulmak için çareler arıyoruz. Halbuki “Mutluluk Kitabı” başucumuzda; lakin ona uzanmaktan aciz kalmışız. Peygamber Efendimiz (sas), sıkıntı anlarında, öfkeli zamanlarında ümmetine kurtuluş reçetesi sunmuş: Abdest almak. Bu çağrıya bazı sahabiler, alimler, Osmanlı padişahları öylesine uymuş ki, abdestsiz iş yapmaz, adım atmaz olmuşlar. Cennet ayakları altına serilen anneler dahi uymuş bu güzel tavsiyeye. Hatta içlerinden çocuklarını abdestsiz olarak bir kere bile emzirmeyenler çıkmış. Onların bu hassasiyetleri hep yüce ruhlu insanları dünyaya getirmelerine vesile olmuş.
Peygamberimiz (sas)’in, ümmetini devamlı abdestli olmaya teşvik eden pek çok hadislerinden iki tanesi şöyledir: “... İç ve dış temizliği tam yaparak devamlı abdestli olmaya ancak mü’min riayet eder.”, “Kim abdestli olduğu halde abdest tazelerse, Allah (cc), bu sebeple ona on misli sevap yazar.”

Kategoriler: 

Sayfalar