Çocugumuz Bize Âsi Oluyor Diyenler!!!

“Hiçbir baba evlâdina güzel edep ve terbiyeden daha degerli ve üstün bir miras birakamaz.” (Tirmizi)

Insanin âilesine karsi sorumlu oldugu maddî ihtiyaçlarinin yaninda bir de mânevî ihtiyaçlari vardir. Onlara inanmalari gereken iman esaslarini ve uymalari gereken ahlâk esaslarini ögretmek, ebeveylerin sorumlulugu altindadir. Esasen bu mânevî ihtiyaçlarin temin edilmesi daha mühimdir.

Allah Teâlâ’nin bizlere büyük ihsani ve lütfü olan çocuklarimizi, gözümüzün nuru, kalbimizin nesesi ve hayatimizin bir süsü olarak biliriz. Ne var ki bu, son derece degerli olan yavrularimiz için yeterli degildir. Onlari iyi egitip güzel terbiye etmek, iyi ahlâk sahibi bir kisilige kavusturmak gibi yerine getirmemiz gereken önemli pek çok sorumluluklarimiz vardir. Zira Allah (c.c), bizi bunlardan sorguya çekecektir. Bu sorumluluklari yerine getirmek, bizim için ebedî mükâfat sebebidir.

Kisinin çoluk-çocuk sahibi olmasi, beraberinde büyük sorumluluklar gerektiren bir durumdur. Nitekim yüce dinimizde anne baba ile çocuk arasindaki münasebetler hem ahlâkî hem de hukukî yönden belli esaslara baglanmistir. Durum böyle olunca çocugun varligi ciddîye alinmali; iyi, güzel ahlâk sahibi bir kisi olarak yetismesi için her türlü gayret ve fedakârlik gösterilmelidir.

Bebeklik döneminden itibaren uygulanmaya baslanan alistirmalarla çocukta saglam bir ahlâkî yapinin meydana gelmesi hedef alinmalidir. Bunda davranis egitimi her seyden önce gelir. Küçük yaslarda çocuktaki yanlis davranislarin önüne geçilmedigi takdirde, ileriki yaslarda bunlarin telâfisi imkânsizlasir.

Çocugun dünya saâdetini ve ahiret selâmetini gözetmek, onu dünyaya getiren insanlarin önemle üzerinde durmalari gereken bir husustur. Iste bunun içindir ki çocugumuz daha dogarken Islâm terbiyesini uygulamaya baslamak gerekmektedir.

Bugünün küçükleri, yarinin büyükleri olacaktir. Kur’an-ý Kerîm’in ifadesi ile “Dünya hayatinin süsü” (Kehf 18/46) olan çocuklarimiz, yarinlarimiza yön verecek cigerparelerimiz, degerli varliklarimizdir.

Çocuklarin ellerinden tutarak, onlari gelecege hazirlamak en önemli hedeflerimizden biri olmalidir. Çocuklarina sahip çikmayan toplumlar, bunun bedelini çok agir bir sekilde ödemeyi göze almalidirlar. Onun için, gelecegimizin teminati olan çocuklarimizi, bu beklentimizi gerçeklestirebilecekleri niteliklere sahip insanlar olarak yetistirmemiz gerekiyor.

Anne-baba çocuklarina çok iyi bir örnek model olmalidirlar. Ebeveynler evlatlarina hosgörülü ve yumusak davranmalidirlar. Dengeli bir disiplin ortami olusturmalidirlar. Iyi bir arkadas sahibi olmalarinda yardimci olmali ve arkadaslariyla nasil geçinmeleri hususunda onlara bilgiler vermelidirler.

Çocuklar asagilanmaktan, olumsuz sifat ve tanimlamalardan uzak tutulmalidirlar. Onlara güven duygusu kazandirilmalidir. Çocuklar iyi, güzel davranislara tesvik edilmelidir. Istenmeyen davranislar uslubunca düzeltilmedir. En önemlisi de bir anne babanin çocuklarina gösterecegi sevgi ve sefkattir.

Çocuklar korunmaya, sefkat ve merhamete muhtaçtirlar. Sevgili Peygamberimiz, bir hadisi seriflerinde, "Küçüklere merhamet etmeyen bizden degildir…" (Buhârî) buyurarak çocuklara karsi davranislarimizin temeline merhamet unsurunu yerlestirmistir. Bu hadisi serifte ön plana çikarilan yaklasimi daha çarpici bir üslupla gündeme getiren su olay da oldukça dikkat çekicidir:

"Bir gün Allah'ýn elçisi, torunu Hz. Hasan'i öpmüstü. Yaninda sahabeden biri vardi. Dedi ki; ‘Benim on çocugum var, hiçbirini öpmedim.’ Bunun üzerine. Peygamberimiz (s.a.v), "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz. Insanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez" (Buhârî) buyurdu.

Insanlar arasindaki en güçlü baglar sevgi yoluyla gerçeklesir. Bu sebeple Peygamberimiz, sevdigimiz kimseye bu duygumuzu ifade etmemizi tavsiye etmektedir. Tipki bunun gibi, çocuklara karsi duyulan sevgi ve merhamet duygusunun da onlara bir sekilde hissettirilmesi gerekmektedir. Bunun en güzel uygulamasini bizzat Hz. Peygamber'in hayatinda görüyoruz.

Çocugu hayata hazirlamak, ona güzel ahlâk kazandirmak, temel dinî bilgileri ögrenmesini saglamak ana babanin çocuguna verecegi en güzel seylerdir. Bu, anne babanin çocuguna karsi görevi, çocugun da ana-babasi üzerindeki bir hakkidir. Sevgili Peygamberimiz, "Bir baba evladina iyi bir terbiyeden daha güzel bir miras birakamaz" (Tirmizî) buyurmustur.

Çocuklarimiza karsi takinacagimiz tavirlarin temelinde Peygamberimizin bize tavsiyeleri ve uygulamalari yer almalidir. Zira her konuda oldugu gibi çocuklarimiz konusunda da en güzel örnegimiz sevgili Peygamberimiz'dir.

Bir anne-baba için en önemli vazife, çocuklarinin terbiyesini hakkiyla yerine getirmektir.