Teknoloji Çağının Rezilliği
Teknolojinin gelişmesi ve birçok açıdan hayatımız için bulunmaz bir nimet olduğu bu dönemde, ne kadar acı ki, saçma sapan olaylar da yaşamamıza girmeye başladı…!
…”çağın hastalığı” demeyi çok isterdim ama kusura bakmayın söylemeyeceğim. Çünkü bence “çağın sapıklığı”…
…evet cidden bir sapık eğilim…
…tamamen fantezilerden oluşan… tamamen gerçekle bağlantısı olmayan… tamamen içi boş… tamamen tetikleyici… tamamen kandırıcı… tamamen kendini sıfırlayıcı… tamamen kendini, karşısındaki kişiyi tatmin edecek bir “obje” haline getirici son derece çirkin bir durum.
Gerekçeleri herkese göre farklı:
… utangaçlıktan… sıkıntıdan… son dönemde yaşanan ruhsal sorunlardan… eşiyle işlerin yolunda gitmemesinden… aradığı gerçek mutluluğu bulamadığı için ne yaptığını bilememekten… başkalarına sorarsa ayıp olur diye düşünüp, merak ettiği soruların cevabını bulmak için yapılmış masum hata olmasından… önce merak edip başlayıp, sonra kendine hakim olamayarak devam ettiklerinden… kendi tipini beğenmeyip aşağılık kompleksi yaşadığı için, sanal ortamda birliktelik yaşarsa, kendisini daha iyi hissedeceğinden…vs…vs…vs…
HİÇ KUSURA BAKMAYIN…!
RUHUNUZDA GELİŞMİŞ SAPIK EĞİLİMİ, BU VE BENZERİ BAHANELERLE MASKELEYEMEZSİNİZ…!
…
Sevgili okurlar… psikolojik süreçler açısından bakıldığında normal sınırlar dışına taşmış cinsel eğilimler, sapıklık olarak adlandırılır. Burada normalin ve normal olmayanın ne olduğu tartışacak değilim.
…ama psikoloji açısından kolaylaştırıcı formül şu:
Yaptığınız/seçtiğiniz yöntem (konu ne olursa olsun) işinize yarıyorsa ve uzun vadede size ve içinde bulunduğunuz topluma zarar vermiyorsa, sizin için ortalama doğruyu temsil eder. Fakat yaptıklarınız/seçtikleriniz, başta size, sonra çevrenize ve çevrenizle kurduğunuz ilişkiye zarar veriyorsa, iyi seçilmiş bir tavır değildir.
Sanal seks, ilk etapta kişiyi (güya)doruklara çıkardığı ve karşılıklı kimseden kimseye zarar vermediği(!) için tercih ediliyor. Kadınlar ve erkekler, birbirlerini hiç tanımadan sanal ortamda rastgele buluyorlar ve bir süre sohbetten sonra başlıyorlar…
Eğitimli… eğitimsiz… evli… bekar… yaşlı… genç… fark etmiyor. Bir çoğu farklı bir kimliğe bürünüp kendi gerçek kişiliğini sakladığı için, ekran başında rahat rahat bir şeyler yaşıyorlar.
…saçmalık dediğim şey tam da burada başlıyor aslında… çünkü başlangıçta çok fazlasıyla işlerine gelen bu durum, zaman içinde psikolojilerinin bozulmasına neden oluyor. Yapılan davranış, kendi içinde düzenli ve dengeli bir formda olmadığı için, ilerleyen zamanla birlikte en hafifinden “suçluluk psikolojisi”ne neden oluyor.
Neden dersiniz…? Neden suçluluk psikolojisi…?
Çünkü ne kadar sanal olursa olsun, herkes bal gibi biliyor ki yaptığı şey yasak ilişki, zina veya adına ne derseniz deyin, illegal bir ilişkiden ötesi değil. Günlük yaşamında “namus timsali” edalarıyla dolaşan bu kişiler, kendi sanal alemlerinde ağızlarına bile almak istemedikleri kelimeleri kendilerine yakıştırdıklarının farkında. Bu nedenle bilinçaltı vicdan devreye giriyor ve “Sen ne yaptığının farkında mısın?” diyor. Üstelik muhatabının kim olduğunu bile bilmeden… Belki farkında olmadan en yakın arkadaşınızın eşiyle yapıyorsunuz bunu… belki kendi kızkardeşinizle…
Baba-kız sanal alemde seks yapıp, bir otelde buluşmak için randevulaştıklarında, birbirlerini görünce ne yapacaklarını şaşırıp depresyona girenlerin sayısında artışlar var sevgili okurlar…!
…
Oysa sağlıklı cinsel yaşamda, kişilerin muhataplarını görmesi ve onunla karşılıklı olması gerekir. Sanal ilişkiler, adı üzerine sanal olduğu için, doyum noktalarını da abartı yaşamanızı sağlıyor. Ve gerçek ilişkide, sanal alemde yaşanan tatmin yaşanmıyor. Böylece kişi, kendi elleriyle, kendi cinsel yaşamını tehlikeye atıyor. Uzun vadede kadında ve erkekte bir çok cinsel içerikli fonksiyonel sorunların yaşanmasına vesile oluyor.
Günlük yaşamı tehdit ediyor. Sanal alemde sanal ilişki yaşayan bekar gençler, evliliklerinde aradıkları potansiyeli yakalayamıyor. Evli olanlar, kendi eşlerini aldatmış olmanın verdiği huzursuzluğu, evlilik süreçlerine yansıtmaya başlıyorlar. Veya ekran karşısında tatmin olduktan sonra, eşiyle birlikte olmak istemiyor veya eşinin kendisi için yeterince çekici olmadığını düşünmeye başlıyor. Böylece evlilik yıkılma yönünde ilerliyor.
…
Tüm bunları atalım bir kenara… yukarıda anlattım… sanal ilişkinin ilerdeki cinsel yaşamınız için olumsuz etkileri var…
Diyelim ki YOK… diyelim ki sanal ilişkilerin hiçbir olumsuz etkisi yok…!
…yapalım mı…?
Kavram kargaşası yaşanan ülkemizde, tüm kavramların içi boşaltıldı maalesef sevgili okurlar…
Edep… haya… ar… namus… gibi kavramlar sadece bacak arasına hapsedildiği için böyle sapık eğilimli durumlar yaşıyoruz bence. Diyelim ki kızımız birebir bir erkekle cinsel içerikli şeyler yapmıyor… ama sanal alemde yapmadığı şey kalmıyor… biz şimdi içi boşalmış bir namus duygusuyla hareket edersek “Amannn… olsun… hiç olmazsa bekareti zarar görmüyor… ne varmış bunda… genç yapıversin…” diyerek yerimizde oturmaya devam etmeliyiz.
…ama namus denilen şeyin aslında insanın beyninde ve prensiplerinde olduğunu düşünürsek, kızımızın yaptığı işlerin son derece olumsuz olduğunu biliriz… ve yine biliriz ki ruhu bozulmuş… prensipleri oluşmamış… ar duygusu gelişmemiş… evet bekaret zarı yırtılmamış ama ar damarı kopmuş…!
Mehtap Kayaoğlu
Psikolog & Psikoterapist