NAMAZIN MEKRUHLARI
NAMAZIN MEKRUHLARI
ALPEREN GÜRBÜZER
Mekruh; dinimizin kabül etmediği, fakat caiz olmayan, kerih(çirkin) görülen iş demek. Fakihlere göre namazı mekruh bir şekilde kıarkadas kimse vakit varsa yeniden kılması müstehaptir. Bir vacibin terki tahrimen mekruh, bir sünnetin terkide tenzihen mekruhtur. Müekked bir sünneti terk etmek ise bir vacibi terk etmek derecesine yakın kerahat taşır.
Namazın mekruhları:
-Namazda insanın vücudu ile ya da elbisesi ile oynaması(elbiseyi secdeye giderken kaldırmak gibi);
Rasulullah(s.av), yaz zamanı secdeden kalkınca bud ve kalçaları sıcaktan yapış yapış olup da belli olmasın diye elbisesinin sağını solunu silkiyordu. Sakalları ile oynamak, bir yeri kaşımak; ancak ihtiyaç varsa ameli kesir olmamak kaydıyla caizdir, Namazda kişinin ihtiyacı gerçekten varsa veya yediği zararlı birşeyden dolayı vücudunu kaşıması ve rahatsız eden bir teri amel-i kesir olmaksızın silebilir. Rasulüllah(s.a.v); terledi ve alnını sildi, ter kendisini rahatsız ediyordu çünkü
-Özrü olmadığı halde bir yere yaslanmak,
- Parmak çıtlatmak, sağa sola yalpa yapmak, yani sallanmak gibi.
-Boynunu çevirerek sağa sola bakmak, başı yukarı kaldırmak veya aşağıya eğmek gözleri kapamak, sağa sola veya tavana bakmak;
Namazda bakınmak; Mutlaka bakınmak lazımsa farz olan namazda değil, hiç olmazsa nafilede olsun.
-Birşeyi koklamak, kolları perçinleyerek sıvanmış halde namaz kılmak,
-Bağdaş kurup veya dizleri dikip oturmak, ki; buna köpek oturuşu derler kesinlikle mekruhtur, namaz dışında bağdaş kurulabilir.
-Namazda palto ya da ceketi omuzlara almak,
-Nohut tanesinden küçük ekmek veya yemek kırıntısını yutmak,
-Zaruret olmaksızın kirli elbise ile veya gasbedilmiş elbise içinde namaz kılmak, başkasının rızası olmaksızın giyinilen elbise caiz değildir çünkü.
Bir kimse başkasına ait olan yerde namaz kılmak mecburiyetinde kalırsa, eğer o yer gayri müslime ait veya ekilmiş ise o kıarkadas kişi yol üzerinde kılması daha uygun. Gayri müslimin namaza razı olmayacağı bilinen şeydir.
-Mezarlıkta, hamam gibi yerlerde namaz kılmak;
Fakat namaz için bu tür yerlerde özellikle yer ayrılmışsa namaz kılınabilir.
-Zaruret olmaksızın erkeklerin ipek elbise ile namaz kılması
-Başına mendil veya sarık sarıp ortasını açık bırakmak, saçı hotuz yapmak,
-Erkeklerin başı açık namaz kılmaları,
-Üzerinde canlı resimleri bulunan elbise ile kılmak;
Canlı resim ayağımızın altında, ya da oturduğumuz yerde bulunursa mekruh sayılmaz, dolayısıyla resime hakir sözkonusu, bununla birlikte yaygının üzerinde namaz kılarda resim üzerine secde ederse mekruh olur. Resim ayaklarının altında bulunursa mekruh olmaz hakaret sözkonusudur çünkü. Namaz kıarkadasın kesesinde veya cüzdanında ufak resim bulunan paralar olursa mekruh sayılmaz.
Putperestler secde etmezler, resmi diker ve karşısına koyarlardı, yani tazim ve saygı yaparlardı..
-İhtiyaç yokken çocuğu kucağa almak,
-Asılı bulunan Mushaf’a veya kılıca karşı namaza durmak;
Burda unutmamamız gereken nokta Kur’an’a karşı durmaktan maksadın asılı diye kayıtlandığını bilmektir..
-Bir insanın yüzüne doğru namaz kılmak;
Fakat önünde namaza durmuş birinin arkasında kılınabilir,
-Uyuyan kişiye karşı namaz kılmak,
-Ateşe veya ateş dolu mangala karşı namaz kılmak;
Yanan ateşten maksat muma, kandile, lambaya karşı kılmak değil, dolayısıyla bunlar mekruh olmaz,
-Kalbi meşgul eden ortamlarda namaz kılmak;
Meyhane türü cızırtılı, çalgı eğlence gibi yerler insanı meşgul edeceğinden buralarda namaz
kılmak mekruhtur, ya da ayakkabı gibi eşyaları arka tarafımıza koymak,
çalınma korkusu yaşatacağından önümüze koymakda fayda var; kalbimizi meşgul etmemesi içindir.
-Tuvaleti gelen yani sıkışık halde namaz kılmak mekruhtur, çünkü kalbi meşgul eder.
-Yemek hazır olduğu halde namaza başlamak;
Fakat vaktin çıkması tehlikede ise yemek ertelenip, namaz öne alınır.
-Namazda ikinci rekatı birinciden üç veya daha fazla ayet okuyarak uzatmak,
-Ezberinde sure olduğu halde, bile bile diğer rekatlarda da aynı sureyi okumak,
-Kıraati rüku’ya taşımak ve rüku, sücud ve teşehhüdde Kur’an okumak,
-Okunan ayet ve tesbihleri saymak, ancak namaz dışında saymak mekruh değildir,
-Elleri rükuda dizlere, oturuşlarda uylukları üzerine ve ayakta iken sağ eli sol el üzerine koymak,
-Secdeye giderken dizleri yere koymadan elleri yere koymak, kalkerden de dizleri ellerden önce kaldırmak mekruhtur..
-Secdede el ve ayak parmaklarını kıbleden çevirmek,
-Rüku ve secdeleri alel acele eda etmek,
-Ruku ve secdeye yaparken iftitah tekbirinde olduğu gibi elleri yukarı kaldırmak,
-Çok acele rüku ile secde etmek,
İmamdan önce rüku ve secdeye varmak, ondan önce rüku ve secdeden başkaldırmak da
mekruhtur.
-Secde yerinden herhangi bir şey atmak;
Secde yerinde ufak taşları atmada bir defaya ruhsat verilmiştir.
-Kıyamın dışında Kur’an okumak,
-Erkeklerin secdede kollarını yere yamaları,
-Öndeki safta açık yer bulunduğu halde arkada namaza durmak,
-Rüku veya secdelerde tesbihleri üçten az söylemek;
Namaz dışında ayet ve sureleri ve tesbihleri el ile saymak mekruh değildir. Nitekim Yüseyve: Bize Rasulüllah tesbih ve takdise dikkat edin! Onları parmaklarınızla sayın(parmak uçlarını yumarak sayın) Çünkü bunlar sorguya çekilecek ve konuşturulacaklardır. (Ne de kullanıldıkları konuşturulacak) Gafil olmayın ki rahmeti unutmayasınız buyurdu. Amr oğlu Abdullah(r.anh.) ; gördüm Rasulüllah tesbihatları sağ elin parmakları ile sayıyordu(Taç.c.5 sh. 100)
-Namazda bit veya pire tutmak ya da öldürmek, İmam Muhammed’e göre öldürmek iyidir denilmiştir..
Namaza yıarkadas ve akrebin eziyet vermesinden korkulmazsa öldürülümesi mekruhtur. Rasulüllah(s.a.v); Kara çizgili yılanla engerek yıarkadasın öldürün ama sakın ak yıarkadası öldürmeyin! Çünkü o cinlendendir buyuruyor. Evla olan üzerinde cin alameti olan yıarkadası öldürmemektir. Bu haram olduğu için değil, cinlerden gelecek bir zararı def etmek içindir.
-Üfürmek, gerinmek, esnemek, eli ağzı ile kapamak, zaruret olmaksızın öksürmek;
Ağzı kapamaya güç yetirilemiliyorsa; namaz içinde sağ elin arkası ile namaz dışında sol elin arkası ile kapanır,
-Önünden geçme ihtimali durumlarında sütre koymamak;
Namaz kıarkadasın önünde sütre bulunursa önünden geçmek mekruh değildir. İmamın sütresi
ise bütün cemaata kafidir.
Bir kimse son safta dururda diğer saflar arasında boşluk bulunursa mescide giren saflara
yetişmek için onun önünden geçebilir. Çünkü o kimse kendi hürmetini yitirmiştir. Allah Rasulü(s.a.v); Bir kimse bir safta boş yer görürse onu bizzat doldursun. Bunu yapmazda önünden biri geçerse boynunun üzerinden adımlayıp gitsin. Zira onun hürmeti yoktur buyurmuşlardır.
Bir kimse namaz kıarkadasın önünden geçmek isterse elinde birşeyle namaz kıarkadasın önüne koyar. Sonra geçer o şeyi alır. İki kişi geçmek isterse biri namaz kıarkadasın önünde durur diğeri geçer, ötekide öyle yapar. Yanında hayvanı olan hayvanı sütre edip geçer. Sütre dikmek aslında menduptur. Çizgide sünnettir.
Namaz kıarkadas kişi, önünden geçmek isteyeni el, baş ve göz ile def edebilir, bundan fazlası yapılmaz, yani elbisesinden çekilmez, vurulmaz, çünkü ameli kesirdir.
Umum yolda sütreli veya sütresiz namaz kılmak da mekruhdur. Zira yol geçmek için yapılmıştır. Rasulü Kibriya(s.a.v); Biriniz namaz kıldığı vakit bir sütreye karşılık kılsın. Kimseyi önünden geçirmesin buyurdu. Davud hadisinde yanında sopa yoksa çizgi çizsin buyrulmuş.
-Namaz içinde verilen selamı el ile veya baş işaret ile almak mekruhtur.
-Fasıkın ve bidat sahibinin imamlığı tahrimen mekruhtur. Çünkü dini bakımdan saygıya layık değildir.
-İkindiden sonra nafile kılmak mekruhtur.
-Sabah namazından sonra nafile kılmak mekruhtur.
-Akşam namazında da üç rekatlı nafile kılmak mekruh, ama imam uyarsa dört rekat olarak tamamlar.
İmam farza cemaat nafileye niyet ederlerse kerahat yoktur. Rasulü Ekrem(s.a.v); yüklerinizin yanında namaz kılarda sonra namaz kılarda sonra namaz kıarkadas bir cemaatın yanına varırsanız onlarla kıldığınız namazınızı sübha(yani nafile) yapın buyurdu. Bu suretle cemaat faziletine nail olur.
-Evde cemaatla kılıp camiye gitmemek bidat ve mekruh sayılmaktadır.
-Sakalı bıyığı bitmemiş gencin arkasında namaz kılmak ancak kerahati tenzihiyedir. Çünkü fitneye mahaldir.
-Kabe’nin üzerinde namaz kılmak mekruhtur, bundan hareketle mescidin üzerinde namaz kılmak mekruh olması lazım gelir. Çünkü gökyüzüne kadar mesciddir sözü ondan önce beyan olunan cinsi münasebet ve abdest bozmanın mekruh olmasına illettir. Mescidin altına hela yapmak caiz mi, değil mi açık olarak kayıtlarda bir şey yok bu konuda. Yani mescidin gökyüzüne kadar mescid olduğu gibi altıda yerin altına kadar mesciddir hükmü buna dahil mi, dahil değil mi hususunda açık bir görüş yok. Ancak İçinde mescid bulunan bir evin üzerinde cinsi münasebette bulunmak, ya da büyük küçük abdest bozmak mekruh değildir, hatta evin içerisinde mescid olsada farketmez. Namazgaha asıl mescid hükmü verilemez
Onun için mescidin üzerinde bulunan bir kimsenin mescid içindeki imama uyması caizdir. El verir ki imamdan ileriye geçmesin.
-Cünup ve hayız ve nifaslının mescid üzerinde durmaları helal değildir.
-Vakıf heyeti mescidin yararları için mahzen yaptırırsa caiz olur.
-Mescide pislik sokmak mekruhtur. Bedeninde pislik olan mescide giremez. Pis çamurla mescidi sıvamak caizdeğildir, pis su ile karılmasıda mekruhtur. Fışkı bunun hilafınadır, çünkü bunda zaruret vardır.
-Mescidde pis yağdan kandil yakmak mekruhtur.
-Mescidde yellenmek caiz değildir ihtiyaç duyduğu vakit dışarı çıkılmalı.
Mescidin kapısını kapamak mekruhtur Allah(c.c); Allah’ın mescidlerinde isminin anılmasını men eden kimseden daha zalim kim olabilir buyurmuştur. Ancak eşyanın çalınacağından korkulursa mekruh değildir.
Mescidin üzerinde cinsi münasebette bulunmak tahrimi mekruhtur, ancak Temiz ayakkabı ve mestlel namaz kılmak yalın ayak kılmaktan efdaldir. Bunun sebebi Yahudilere muhaleftir (hadis). Rasululah ve ashabı Medine sokaklarında ayakkabı ile dolaşır, sonra onlarla namaz kılardı. Fakat Peygamberimizin mescidi, onun zamanın da çakıl ile döşeli idi. Şimdi öyle değildir. İhtimal umdet-ul-Müftide ayakkabı ile mescide girmek edepsizliktir buna haml edilir.
-Mescidin mihrabından başka yerleri nakışlamakta beis yoktur. Mihrabı nakışlamak mekruhtur. Çünkü namaz kıarkadası meşgul eder. Mihrabdan murad kıble duvarıdır.
Vakıf malı ile nakış caiz değildir, çünkü haramdır. Mütevelli nakış veya kireçle badana yaparsa öder. Rasulullah; Şüphesiz kıyamete alametlerinden biride mescidlerin ziynetlenmesidir diye buyurmuştur. Bir takımları da müstehap olduğunu söylemişlerdir. Zira bunda mescide tazim(hürmet) vardır . Nihayet namaz kıarkadas huşusu bozulur denilirse de zaten namaz kıarkadas secde edeceği yere bakmalıdır.
Dünyada en faziletli mescidler sırasıyla:
Mescid-i Haram, Raza-i Mutahhara, Beyt-i Makdis, ve Kuba Mescididir.
Rasulü KibriyaEfendimiz(s.a.v);benim mescidimde bir namaz başka mescidlerde kılınan bin namaza bedeldir. Bundan yalnız Mescid-i Haram müstesnadır buyurdu.
Yine Rasulüllah(s.a.v); Birinizin evinde kıldığı namaz benim şu mescidimde ki namazından efdaldir, ancak farz namaz müstesnadır buyurdu. Mescidi Aksadan sonra mahalle mescidleri, cadde mescidleri zikr edilmiştir, daha sonra da evlerin mescidleri gelir. Cadde mescidlerinden kasıt kırlarda yapıarkadas tayinli imamı ve müezzini olmayan mescidlerdir.
-Mescidde dilenen kimseye para vermek mekruhtur. Ancak cemaatın üzerinde adımlamazsa mekruh omaz.
-Cami içinde kayıp mal arayıp sormak mekruhtur. Rasulü Ekrem(s.av); Mescidde birinin kayıp mal aradığını görürseniz Allah Teala onu sana iade etmesin deyin! buyurmakta.
-Mescidde abdest alanın mekruh olması, kullanıarkadas suyun tabiat icabı kirli olduğundandır. Zira mescidi sümük ve balgam gibi şeylerden temiz tutmak icap ettiği gibi abdeste kullanılmış sudanda temiz tutmak gerekir.
-Mescidde yemek yemek veya uyumak mekruhtur. Ancak itikafa giren ile yabancıya mekruh değildir. Özellikle sarımsak gibi şeyler yemek mekruhtur, bundan men edilir. Yasak edilmesinin sebebi meleklere ve müslümanlara bu türşeylerin eziyet vermesidir.
-Mescidde nikah akdi müstehaptır.
-Mescidde konuşulması caizdir, yasak olan kötü sözdür. Mubah sözü konuşmak yasak değildir. Konuşmak için mescidde oturmaya şer’an izin verilmiştir. Çünkü ehl-i suffa (medine mescidinin çıkmasında yaşyanlar) mescide devam ederler, orada uyur konuşurlardı. Onun için bunu kimsenin men etmesi helal değildir.
İnsan bir padişahın huzuruna gireken selamlar ve tazimde bulunur. Aynen öylede bir mescide girerken Tahiyye-i Mescide niyet etmeli. Tahuyye-i Mescidden maksad Allah’a yaklaşmaktır, mescidi selamlamak değildir. Farz veya başka bir namazı kılmak Tahiye-i Mebscidin yerini tutar. Her gün için bir tahiyye namazı kafidir, zira maksad hasıl olur. Bazı ulema, Bir kimse mescide girer de meşguliyet veya benzeri bir sebeple tahiyye mescide girerde, tahiyye-i mescid namazını kılamazsa subhanellah velhamdülillah vela ilahe illalla hüvallahü ekber demesi müstehaptır. Kabe bundan müstesna. Çünkü onun tahiyyesi namaz değil tavftır, ancak tavaf etmek istemeyüp oturmak isterse değişir. Böyle biri iki rekat tahiyyesi mescid kılmadan oturamaz.
Vesselam.
Faydalınıarkadas kaynaklar: İbn-i Abidin, İslam Fıkhı ansiklobedisi (Prof.Dr.Vehbe Zuheyli), İslam İlmihali(Ömer nasuhu Bilmen)