Genç Kardeşlerim

Bir memleketin huzuru Tevhide, diger ifadeyle Allah'ın Varligina, Birligine o memlekette yasayanlarin inanmalarina baglidir. O memlekette yasayan halkin tevhide inanmalari nisbetinde Allah Teala da kalblerine iç huzuru verir. Bu gün Avrupa'da her sey var, iç huzur yok... Iç huzurun olmamasi Avrupada yasayanlarin Tevhide inanmamalarindan meydana gelmektedir. Gençlerimizin ilk olarak bu temeli bilip inanmalari lazimdir ki huzur gelsin.Bu gün dünyadaki huzursuzlugun sebebi dinsizliktir.
Yine bir memlekette memleketin halki birbirlerine samimi olmalari nisbetinde Allah Teala mallarina bereket verir. Bereketin gelebiimesi, halkin birbirine samimi olmalarina baglidir. Bu samimiyetin kurulmasi için, Islam dini, dayanismayi ve yardimlasmayi emretmistir.
Toplum hayatinin manevi binalarinin esasi; teavünü ( yardimlasma ), tesanüdü ( dayanisma ), tearüfü ( tanisma ) emretmistir. Üst tabaka; mesela muhtar, belediye reisi, alimler, din bilginleri, tabibler, idareleri altindaki halka sefkat kucaklarini açtiklari nisbette halk onlara samimi olur. Samimiyet halkın çogunda bulunursa mallarda bereket meydana gelir. Bereket halki birbirine samimi kilar ve huzurun devamina vesile olur. Bunun için zeka, mal ile cihad, sadakalar, vakiflar icad edilmistir. Samimiyetin olmadigi yerde bereket yoktur.
Yine bir memleketin kalkinmasi o memlekette yasayan gençlerin sakinligine,edep ve hayalarina baglanmaktadır. Bir memleketin gençleri dil veya el ile birbirlerine saldirmadıgi müddetçe o toplum baska toplumlara hakim olur. Devlet mekanizmasının ele geçirilmesi, gençlerimizin sakin olmalari ve birbirlerine samimi davranmalarini gerektirmektedir. Bu itibarla rahatlikla müslüman gençleri ilmi tahsil ederler, meslek sahibi olurlar. Meslekçilerin ilme dayali olarak birlesmeleri hakimiyeti temin eder.
Düsman, bir memleketi istila etmek istediginde ilk kez o memlekette yasayan gençleri horozlar gibi çarpıstirir. Tam manasiyla fikren ilmi olarak, silahla fiili olarak gnçler birbirlerine saldirdilar mi o zamanda düsman rahatlikla iki taraftan birisinin arkasında memlekete gelir ve kendi kanini döktürmeksizin memleketi istila eder.
Bir memleketin dünyevi ve uhrevi saadetleri yine o memlekette yasayan gençlerin takva, olgun olmalarina baglidir. Gençlerin takva sahibi, olgun olmalari nisbetinde mutluluk topluma hükümran olur.
Takva, olgunluk, Allah Azze ve Celle'nin yasak ettiği seyleri terk etmek ve emrettigi seyleri yerine getirmekten ibarettir. Dolayisiyla bugün Türkiye'deki gençlerimizin alti vazifeyi yerine getirmeleri gerekir:

1- Ehli Sünnet velCemaate göre Tevhide ehemmiyet vermektir.

2- Halkimizin birbirlerini taniyip, sefkat ve samimiyeti aralarina kurmaktir.

3- Hatalardan göz kapatip, gençlerimizin gazabi kuvvetlerini dizginlemek ve öfkelerini yenmektir.

4- Dört mezhepten birine göre ameli tashih etmektir. Yani her bir müslüman gencin neyin haram oldugunu, neyin farz veyahut vacip oldugunu ögrenip yapmasi gerekir. Bu itibarla talim ( ögrenmek ), teallüm ( ögretmek ) sartiyla Islami yasamak sarttir. Aksi takdirde huzur ve samimiyet tahsil edilmez.

5- Tatbiki İslami yasamakla, yasamayanlari İslama imrendirmek vazifesidir. Bir memleketin gençlerinin çogu İslami tatbikati fiilen gösterirlerse, gayri müslimler cemaatlerine imrenerek teslim olurlar; tatbiki İslamin zayıf olduğu nisbette igrenmis olurlar ve İslamdan kaçarlar. Halihazirda gayri müslimin çogunun Islama saldirmasina sebeb inanip, yasamayan müslümanlardir.

6- Teblig vazifesini sözle olsun, fiille olsun ihmal etmemek vazifesidir. Buna emr-i bilma'ruf neyhi an-il münker denilmektedir.

Bu alti vazifeyi yerine getiren bir toplum, bütün dünyaya hakimdir.

Kategoriler: