Sünnet ve İtikad

Allah-u Ekber...

Allah (c.c.) ın sevgili Rasûlu Muhammed (a.s.m.) a, tüm peygamberlere (a.s.) ve sevgili kullarına (k.s.) selâm olsun...

Ehl-i Sünnet ne demek?...

Yüce yaratici insanoGlunu mükerrem ve mükemmel bir varlik olarak yaratmistir. Fakat bu mükemmelliGine raGmen insan, ilahî hitaba doGrudan muhatap olacak yapiya sahip deGildir. Bu sebeple dünyada insan hayatinin basladiGi günden beri, Allah Teala, onlarin arasindan seçtiGi "Nebî" veya "Resul" denilen peygamberleri kendisiyle kullari arasindaki irtibati kurmak ve açiklamakla görevlendirmistir.

Bütün peygamberler, Allah'in emir ve nehiylerini O'nun kullarina ulastirmak ve onlara doGru yolu göstermekle görevlendirilmis hidayet elçileridir. Peygamberler bu kutsal elçilik görevlerini hakkiyla yerine getirmeye çalismislardir. Bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem de ümmetine Allah Teala'nin istediGi sekilde yasamalari için gerekli bilgileri uygulamali olarak vermistir. Her peygamber gibi bizim peygamberimizin de iki temel görevi vardi: TebliG ve beyan.

"Ey Peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliG et, eGer bunu yapmazsan, O'nun elçiliGini yerine getirmemis olursun".1

"insanlara, kendilerine ne indirildiGini açikça anlatasin diye sana da Kur'an'i inzal ettik".2

Peygamber Efendimiz vahiy yoluyla Allah'tan aldiGi Kur'an ayetlerini, görevi gereGi, insanlara sadece ulastirmakla kalmiyor ayni zamanda onlari açikliyor ve anlatiyordu. TebliG ettiklerini açiklamak ve anlatmak onun aslî göreviydi. Hemen isaret edelim ki Peygamberimiz'in tebliG görevi evrensel olduGu için, açiklamalari da ona uygun bir çerçeve ve nitelikte gerçeklesiyordu. Yani sünnet, Kur'an'in evrensel planda Hz. Peygamber tarafindan yorumlanmasi demek oluyordu.

Mukaddes kitabimiz Kur'an-i Kerîm'in eksiksiz, yeterli, açik ve her seyi açiklayici olmasina ve dinimizin de ikmal edilmis bulunmasina raGmen, sünnetin ifade ettiGi bir yorum ve anlatima gerçekten ihtiyaç var midir, seklinde bir soru aklimiza takilabilir. Gerçek su ki, yüce kitabimizin yeterli, açik ve açiklayici olusu elbette bir hakikattir. Ancak onun bu niteliklerine raGmen, muhataplari olan insanlarin anlayis seviyeleri farkli olduGu için onu tek tek doGru olarak anlayip kavramalari mümkün deGildir. Öte yandan sorumluluk için duymak deGil, anlamak gerekmektedir. insanlari anlamadiklari seylerden sorumlu tutmak mümkün deGildir. Bu sebeple kim, neyi anlamak ihtiyacinda ise, ona onu anlatmak lazimdir. En iyi, en güzel, en doGru ve en doyurucu açiklamayi da elbette Kur'an ayetlerini getirip tebliG eden Peygamber yapacaktir. Peygamber'in açiklamalari, hiç bir zaman Kur'an'in eksik, yetersiz ve kapali olduGu anlamina gelmez. "Allah'a kul olmak"tan baska görevi bulunmayan insanlar, ancak bu açiklamalar sayesinde O'na nasil kulluk edeceklerini öGrenmis olacaklardir. Bu sebeple sünnetsiz bir müslümanlik düsünmek mümkün deGildir.

Hayatin ilahî irade doGrultusunda sekillenmesi konusunda Sünnet, Kur'an ile birlikte hemen onun yanibasinda birinci dereceden bir görev üstlenmis bulunmaktadir. Bunun böyle olduGunu hem Peygamber'e itaati emreden Kur'an-i Kerîm, hem de Hz. Peygamber'in bizzat kendisi ifade ve ilan etmektedir.

Kur'an-i Kerîm'de söyle buyurulmaktadir:

"Peygamber size ne verirse onu alin, neyi yasaklarsa ondan da kaçinin!" 3.

"De ki: Allah'i seviyorsaniz, bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarinizi baGislasin" 4.

"Allah'a ve kiyamet gününe kavusacaGini uman sizler için Allah'in Resülü'nde güzel bir örnek vardir" 5.

"Allah'a ve Resülü'ne inaniyorsaniz, anlasmazliGa düstüGünüz konularda Allah'a ve Resülü'ne arz ediniz!" 6.

"Hayir Rabbine andolsun ki onlar, aralarinda çikan anlasmazliklarda seni hakem tayin edip verdiGin hükmü, içlerinde hiç bir sikinti duymadan kabul edip teslim olmadiklari sürece tam mü'min olamazlar" 7.

"Gerçekten sen, doGru yola, Allah'in yoluna çaGiriyorsun" 8.

"Peygamber'in emrine muhalefet edenler, fitneye ya da can yakici bir azaba uGramaktan çekinsinler" 9.

"Kim Peygamber'e itaat ederse, Allah'a itaat etmis olur" 10.

Hz. Peygamber söyle buyurmaktadir:

"...Kim benim sünnetimden (yasama tarzimdan) yüz çevirirse benden deGildir"11.

"Dinin elden çikisi sünnetin terkiyle baslar. Halat nasil lif lif kopup parçalanirsa, din de sünnetin birer birer terkiyle ortadan kalkar"12.

Bütün bu ayet ve hadisler, müslümanlarin ancak sünnete sarilmak ve ondan ayrilmamaya çalismak suretiyle islami kimliklerini koruyabileceklerini ifade etmektedir. Zira açik bir gerçektir ki, sünnetin terkedilmesiyle doGacak bosluk, sünnetin tam ziddi demek olan bid'atla doldurulacaktir.

Çok muhterem ve ağzımıza onların ilmini almaya layık bile olamayacağımız gerek Ashab-ı Kirâm (r.a.), Tabiîn ve Tebe-i Tabiîn hakkında, gerekse Kendini İslâma ve Müslümanlara adamış ilim ehli Müçtehidlere ve Mezhep İmamlarına (k.s.) iftira isnad ediyorsanız o zaman tek bir şey önereceğim...

EY KENDİNİ BİLMEZ KİŞİ, MAKSADINI BİL VE AYNAYA BAK...

...

1 Maide süresi (5), 67
2 Nahl süresi (16), 44
3 Hasr süresi (59), 7
4 Al-i imran süresi (3), 31
5 Ahzab süresi (33), 21
6 Nisa süresi (4), 59
7 Nisa süresi (4), 65
8 sura süresi (42), 52
9 Nur süresi (24), 63
10 Nisa süresi (4), 80
11 Buharî, Nikah l; Müslim, Nikah 5
12 Darimî, Mukaddime 16