ŞİT(a.s)

ŞİT(a.s)

ALPEREN GÜRBÜZER

Adem(a.s)’dan sonra Şit (a.s) peygamber oldu, kendisine elli suhuf verildi. Mehvail adlı bir kızı nikâh eyledi, ondan Enuş dünyaya geldi.
Enuş sadık demekti. Bu yüzden Şit (a.s) tıpkı Âdem (a.s)’ ın kendisine yaptığı vasiyeti Enuş’a yaptı, Dedi ki:
—Bak oğul! Alnında ki nurun Muhammed’e layık olacak şekilde sadık ol.
Enuş vasiyetin gereği yönünde gayret etti ve doksan yaşına geldiğinde nur oğlu Kinan’e intikal etti.
Kinan dokuzyüz sene gibi bir hayat yaşadı, çok evladı oldu. Kinan yayılmak demekti, gerçekten ismiyle müsemma, oğlu Mehlayıl vasıtasıyla bu kutlu yol yayıldı bile.
Mehlayil dedesi Şit(a.s)’in evladı ile Babil tarafında mağaralarda yaşayarak buralara Sus şehri denildi.
Mehlayilden nur oğlu Yar’a geçti. Yar’dan da Ehnun’a devr oldu. Ondan da İdris(a.s)’a..
İdris (a.s), Şit (a.s)’dan sonra üçüncü peygamber. İlkyazı yazmak şerefi O’na ait, onun için O’na yazı yazmak anlamında Hürmüs’ de dediler. Aynı zamanda ‘İdris’ çok kitap okumak anlamındadır. Zaten kendisi de çok kitap okurdu. O hikmet sahibi idi, bu yüzdende Müselles binime lakabı da verildi.
Şit (a.s)’ dan sonra inananlar doğru yoldan çıkıp, gaflete daldılar. İbadet etmeleri için kavmini teşvik etti, birdi yedi, derken yetmiş, yüz ve nihayet bin kişi oldular. Allahü Teala otuz suhuf indirdi. Peygamber olunca yetmiş iki lisanla konuşur oldu. Böylece dünyada herkes onun halkasına dâhil oldu, epeyce dünyayı dolaştıktan sonra Mısır’a döndü. Çok ibadet ederdi, öyle ki bütün insanların toplamından fazla ibadet ederdi. Melekler O’nun bu haline gıpta ile bakarlardı. Ömrünün son demlerinde Hak Teala Onu gökyüzüne çıkardı, bütün yüksek mevkileri seyreyledi. Nur kendisinden sonra Lamike, Lamik’den de Nuh(a.s)’ a intikal etti böylece.