ŞABAN-I ŞERİF ve BERAT KANDİLİ


Şaban-ı Şerif ve Fazileti:
Hicrî ayların sekizincisi ve mübarek üç ayların ikincisi olan Şaban'ın kelime manası; çokça dallanıp budaklanarak büyüyüp gelişen demektir. Şaban ayının bu ismi almasının sebebi, Enes (r.a.)’ın Peygamberimiz (s.a.v.)’den rivayet ettiği şu hadîs-i şeriftir: “Şaban ayına bu ismin verilmesinin sebebi; bol hayırlar, onda, oruç tu­tan kimse Cennet’e girinceye kadar dallanıp budaklandığı içindir.

”(Câmiü’s-Sağîr) Yani bu ayda oruç tutan kimse için hayırlar o kadar bollaşır ki, bu hayır tıpkı Cennet’e girinceye kadar dallanıp bu­daklanan bir ağacı andırır.
Şaban ayının Araplar arasındaki eski adı ‘Azil’ olmakla birlikte onlar, Şaban ayına “Şehrullâhi’l-Muazzam”, “Şehru'l-Kerâme” ve “Şehru'l-Kasîr" de demişlerdir.
Şaban ayında, İslâm tarihi açısından önemli olaylar gerçekleşmiştir.
- Hicretin ikinci yılında kıblenin Mescid-i Aksâ'dan Mescid-i Haram'a çevrilmesi,
- Ramazan orucunun farz kılınması, bunlardan birkaçıdır.
Berat gecesinin bu ayın on beşinci gecesine isabet etmesi ise bu aya ayrı bir ulviyet kazandırmıştır.
Şaban ayının diğer aylardan üstünlüğü, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in diğer peygamberlere üstünlüğü gibidir. Bir hadîs-i şerifte şöyle buyrulmuştur: "Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır."(ed-Deylemî) Ayrıca Efendimiz (s.a.v.); "Şaban, günahları temizleyendir."(ed-Deylemî) buyurarak bu ayın kadrini yüceltmiştir.

Şaban Ayında Oruç Tutmanın Fazileti Hakkında Varid Olan Hadîs-i Şerifler:
Bu ayda oruç tutmanın fazileti ile ilgili pek çok hadîs-i şerif vârid olmuştur.
· Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v.)’e; "Ramazan’dan sonra hangi oruç daha faziletlidir?" diye soruldu. Buyurdu ki: "Ramazan’ı tazim için (tutulan) Şaban (orucu)!" Tekrar soruldu: "Hangi sadaka daha faziletlidir?" "Ramazan’da (verilen) sadaka!" cevabını verdi."(Tirmizî, Zekat 28)
· Hz. Üsâme (r.a.) anlatıyor: Ey Allah'ın Rasûlü! Şaban ayında tuttuğun kadar başka aylarda oruç tuttuğunu göremiyorum (sebebi nedir?)" diye sordum. Şu cevabı verdi: "Bu, Receb'le Ramazan arasında insanların gaflet ettikleri bir aydır. Hâlbuki o, amellerin Rabbü’l-âlemîn'e yükseltildiği bir aydır. Ben, oruçlu olduğum halde amelimin yükseltilmesini istiyorum."(Nesâî, Savm 70)
· Ümmü Seleme (r.anhâ) anlatıyor: “Ben, Rasûlullah (s.a.v.)'in Şaban ve Ramazan dışında iki ayı peş peşe tam olarak oruçla geçirdiğini görmedim."(Tirmizî, Savm 37)
· Hz. Âişe (r.anhâ) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v.) (bazen) oruca öyle devam ederdi ki, “(Bu ay) hiç yemeyecek" derdik. Bazen da öyle devamlı yerdi ki, "(Bu ay) hiç tutmayacak" derdik. Ben, O’nun Ramazan dışında bir ayı tam olarak tuttuğunu görmedim. Herhangi bir ayda Şaban ayında tuttuğundan daha fazla tuttuğunu da görmedim."(Buharî, Savm 52)
· Abdullah b. Ebî Kays, Âişe (r.anhâ)'nın şöyle dediğini işitmiştir: Ayların, Rasûlullah (s.a.v.)'e en sevimlisi Şaban ayını oruçla geçirmekti. Sonra onu Ramazan’a ulardı.(Ebû Dâvûd, h.no: 2431)

Berat Gecesi ve Fazileti:
Cenâb-ı Allah, mekânlar içinde mukaddes mekânlar, zamanlar içinde mukaddes zamanlar yaratmıştır. Zaman, Allah’ın insanlara nasip ettiği en kıymetli şeydir. Değersiz ve uğursuz zaman yoktur; ancak daha kıymetli veya daha değerli zaman vardır. Nasıl ki tüm peygamberler Allah’ın elçisi olarak eşit, aralarında peygamberlik görevi olarak fark yok; ancak bizim peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) hepsinden değerli ise, aynen bunun gibi bütün zamanlar kıymetli ve değerlidir; ancak bazı gün ve geceler daha kıymetlidir.
Dinimizde özel bir yeri olan mübarek gecelerin ihyası, biz Müslümanların, Rabb'imize karşı kulluk vazifelerini kâmilen yapıp yapmadığımız hususunda kendimizi bir muhasebeye çekme fırsatı ve görevlerimizi yeniden hatırlatma imkânı bulmamız noktasında büyük bir öneme haizdir. Bu gecelerden birisi de şâban ayının on dördünü on beşine bağlayan gece yani Berâet Gecesi'dir.

Berat Kelimesinin Manası:
Berat lügatte; borçtan, hastalıklardan, suç ve cezadan kurtulmak, nişan, şehadetname, ferman manalarına gelir.
Istılahta ise; günahlardan kurtulmak, manen temize çıkmak, ilâhî af ve rahmete ulaşma demektir.
Bu gecenin, gemilerden haraç alan memurun, haracı aldığına dair bir beraat (vesika-makbuz) yazıp vermesinde olduğu gibi, Allah Teâlâ'nın bu gecede Mü'minler için, böyle bir vesika yazdığından dolayı, Leyle-i Beraat adını aldığı söylenmiştir.

Bu Gecenin Diğer İsimleri:
Bu geceye;
1. Bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle "Mübarek Gece";
2. İşledikleri hata, kusur ve günahları itiraf edip Cenâb-ı Hakk’a tevbe ve istiğfarda bulunan Müslümanların ilâhî rahmete nail olup affedilecekleri umulduğu için "Berat Gecesi";
3. Kulların ilâhî rahmet ve ihsana kavuşmaları nedeniyle "Rahmet Gecesi";
4. Geçmiş bir senelik ameller Mevlâ’ya arz edilip gelecek bir senelik ameller de kaydedildiği için “Sakk (döküman) Gecesi” gibi adlar verilmiştir.
Berat Gecesine İşaret Eden Duhân Sûresi 3. Âyette Geçen “Mübarek Gece”Nin İzahı:

اَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّج۪يمِ
حٰمٓ ﴿1﴾ وَالْكِتَابِ الْمُب۪ينِۙ ﴿2﴾ اِنَّآ اَنْزَلْنَاهُ ف۪ي لَيْلَةٍ مُبَارَكَةٍ اِنَّا كُنَّا مُنْذِر۪ينَ ﴿3﴾ ف۪يهَا يُفْرَقُ كُلُّ اَمْرٍ حَك۪يمٍۜ ﴿4﴾ اَمْرًا مِنْ عِنْدِنَاۜ اِنَّا كُنَّا مُرْسِل۪ينَۚ ﴿5﴾ رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَۜ اِنَّهُ هُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُۙ ﴿6﴾رَبِّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَاۢ اِنْ كُنْتُمْ مُوقِن۪ينَ ﴿7﴾

“Hâ Mîm. Apaçık olan Kitab’a andolsun ki, biz onu mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız. Katımızdan bir emirle her hikmetli iş o gecede ayırt edilir. Şüphesiz Rabbinden; göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbinden bir rahmet olarak biz peygamberler göndermekteyiz. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir, eğer kesin olarak inanıyorsanız.”
(ed-Duhân, 44/1-7)

Bu âyet-i kerimelerde geçen“mübarek gecenin” hangi gece olduğu hususunda ihtilaf vardır.
Âlimlerin çoğunluğu bu gecenin “Kadir gecesi” olduğunu ifade etmişlerdir. Diğer bir grup âlim ise mübarek gecenin Şaban ayının 15. gecesi olan “Berat gecesi” olduğunu söylemişlerdir.
Âlimlerin bu şekilde ihtilafını zikrettikten sonra Fahreddin Râzî şunları kaydetmektedir:
“Denilmiştir ki; Kur'ân'ın, Levh-i Mahfuz'dan indirilmesine Berat gecesinde başlanıp, Kadir gecesinde bitirilmiş; müteakiben rızıklarla ilgili nüshanın Hz. Mîkail'e; harb, zelzele, yıldırım ve yere geçirmek hadiseleriyle ilgili nüsha, Hz. Cebrail'e; âmellerle (yani yapılacak işlerle) ilgili nüsha en yakın göğün vazifelisi olan İsrafil'e musibetlerle (ölümlerle) ilgili nüsha, ölüm meleği (olan Azrail'e) verilmiştir.”(F. Râzî, Tefsîr-i Kebîr, bkz. Duhân sûresinin tefsiri)
Elmalılı Hamdi Yazır ise bu âyetlerin tefsirini yaparken şu izahlarda bulunmuştur:
“Eğer dersen; ‘Kur'ân’ın bu gecede indirilmesinin mânâsı nedir?’ Derim ki; şöyle dediler:
Yedinci semadan dünya semasına bir cümle olarak (toptan) Levh'ten dünya semasına indirildi ve Cebrail (a.s.) sefereye (yazıcı meleklere) imlâ etti, sonra da Peygamber'e yirmi üç senede kısım kısım indiriyordu.
Keşşâf'ın Kur'ân'ın inişi hakkındaki bu son beyanı, bu gecenin Berat gecesi olduğunu söyleyenlerin görüşüne uygun düşmüş oluyor. Çünkü Kadir gecesinde ilk kez Peygamber'e indirilmeye başlanmıştır.
Onun için Kâdî ve Ebu's-Suûd şöyle demişlerdir: "İlk defa o gece indirilmeye başlandı. Veya o gece cümleten (toptan) Levh'ten dünya semasına indirildi ve Cebrail (a.s.) sefereye (yazıcı meleklere) imlâ etti, sonra da Peygamber'e yirmi üç senede kısım kısım indiriyordu."
Fahruddin Razî de şöyle kaydetmiştir: Rivayet olunur ki: Atıyye-i Harûrî, İbn-i Abbâs Hazretlerinden "Gerçekten biz onu kadir gecesinde indirdik."(el-Kadr, 97/1) ifadesi ile "Gerçekten biz onu mübarek bir gecede indirdik."(ed-Duhân, 44/3) ifadesini şöyle sordu: “Yüce Allah, Kur'ân'ı ayların hepsinde indirmiş iken bu nasıl sahih olur?” İbn-i Abbâs (r.a.) Hazretleri de dedi ki: “Ey İbn-i Esved! Ben helak olsam da (ölsem de) bu nefsinde kalsa, cevabını da bulamazsan helak olacaktın. Kur'ân cümleten (toptan) Levh-i Mahfuz’dan Beyt-i Ma'mâr’a indi ki o, dünya semasıdır. Sonra onun arkasından olayların çeşitlerine göre, durumdan duruma nazil oldu.
Demek ki, Kur'ân'ın bir toptan inişi, bir de kısım kısım inişi vardır. Toptan inmesi bir defada olmuştur. Buna daha çok "İnzal" deyimi uygundur. Kısım kısım inmesi de Peygamber'e azar azar yirmi üç senede olmuştur. Buna da "Tenzil" deyimi uygundur. Bunların aynı manada kullanıldıkları yadırganmadığı gibi, "tenzil"in her necmi (kısım kısım inmesi) ayrıca düşünüldüğü zaman yine "inzal" denilmek uygun olacağından birinin bir gecede birinin de diğer gecede olması iki rivayetin uzlaştırılmasına daha uygun gelecektir.
Şu halde "mübarek gece"nin "Berat gecesi" olması, "Gerçekten biz onu kadir gecesi indirdik."(el-Kadr, 97/1) buyrulmasına aykırı olmayacaktır.(Elmalılı Hamdi Yazır, bkz. Duhân sûresinin tefsiri)
Bu izaha göre âlimler arasında “mübarek gece”nin tayini hususunda meydana gelen ihtilaf çözülmüş olmaktadır.

Berat Gecesini Diğer Gecelerden Ayıran Meziyetler:
Kur'ân'ı Hakîm'de ve hadîs-i şeriflerde şânından bahsedilen Berat gecesi'nin hikmet ve fazileti şu beş esasta toplanmıştır:
1- Her hikmetli, önemli iş bu gece ayrılır…
Nitekim Cenâb-ı Hakk; "Her hikmetli iş, katımızdan bir emir ile, o gece ayrılır (belirlenir, ortaya konur, takdir edilir)..."(ed-Duhân, 44/3) buyurmuştur.
Bir sene boyunca olacak hadiseler, ameller, rızıklar, eceller, hastalıklar bu gece yazılır ve ilgili meleklere teslim edilir.
2- Bu gece yapılan ibadetlerin fazileti büyüktür…
Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.); "Kim bu gecede yüz rekat namaz kılarsa, Allah o kimseye; otuzu Cennetle müjdeleyen, otuzu Cehennem azabına karşı garanti veren; otuzu ondan dünya âfetlerini uzaklaştıran; onu da şeytanın tuzaklarına karşı onu koruyan yüz melek gönderir.”(Kenzu'l-Ummâl, 27/238) buyurmuştur.
Bu bakımdan Allah Rasûlü (s.a.v.), bu gece her zamankinden daha çok ibadet ve taatte bulunmuş ve şöyle buyurmuştur: “Şaban ayının yarısı (Berat gecesi) olduğunda, gecesinde kalkın ibadet edin, gündüzünde de oruç tutun!...”(İbn-i Mâce, İkâme 191)
3- Yüce Mevlâ bu gece rahmetini bol bol ihsan eder...
Nitekim Allah Rasûlü (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: “…Çünkü Allah Teâlâ Hazretleri, o gün, güneşin batmasıyla, dünya semasına iner ve şöyle buyurur: ‘Bana istiğfar eden yok mu, mağfiret edeyim! Benden rızık isteyen yok mu, rızık vereyim! Belaya maruz kalan yok mu, afiyet vereyim! Şöyle olan yok mu, böyle olan yok mu?...”(İbn-i Mâce, İkâme 191)
Diğer bir hadîs-i şerifte ise Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Allah Teâla Hazretleri, Nısf-u Şaban (Berat) gecesinde dünya semasına iner ve Kelb Kabîlesi’nin koyunlarının tüyünün adedinden daha çok sayıda günahı affeder."(Tirmizî, Savm 39)
4- Bu gece müminler için af ve mağfiret gecesidir…
Bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: "Allah Teâlâ Hazretleri, Şaban ayının on beşinci gecesi (kullarına rahmetle) nazar eder ve müşrikle, müşâhin (kindar, bencil) hariç herkese mağfiret buyurur."(İbn-i Mâce)
Yine Rasûlullah (s.a.v.) buyurmuştur ki "Yüce Allah bu gece bütün Müslümanlara mağfiret buyurur; ancak kâhin, sihirbaz yahut müşâhin (çok kin güden) veya içkiye düşkün olan yahut ana-babasını inciten veya zinaya ısrarla devam eden müstesna."(Bkz. F. Râzî; Elmalılı Hamdi Yazır)
5- Bu gece Peygamberimiz’e şefaat hakkı verilmiştir…
Bunun delili şu hadîs-i şeriftir: “Rasûlullah (s.a.v.) Şaban ayının on üçüncü gecesi ümmetine şefaat etmek için dua edip yalvardı; kendisine, ümmetinin üçte birine şefaat etme izni verildi. On dördüncü gecesi yine dua edip yalvardı; bu sefer üçte ikisine şefaat etme yetkisi verildi. On beşinci gecesi bir daha yalvardı; bu sefer de kaçak develer gibi Allah'tan kaçanlar dışında bütün ümmetine şefaat etme izni verildi.”(Ebû Dâvûd)

Berat Gecesi Hakkında Rivayet Edilen Hadisler:
· Hz. Aişe (r.anhâ) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:
"Allah Teâlâ Hazretleri, Nısf-u Şa'ban (Berat) gecesinde dünya semasına iner ve Kelb Kabîlesi’nin koyunlarının tüyünün adedinden daha çok sayıda günahı affeder."(Tirmizî, Savm 39)
· Hz. Ali (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:
"Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman gecesinde namaz kılın, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Allah Teâlâ Hazretleri, o gün, güneşin batmasıyla, dünya semasına iner ve şöyle buyurur: ‘Bana istiğfar eden yok mu, mağfiret edeyim! Benden rızık isteyen yok mu, rızık vereyim! Belaya maruz kalan yok mu, afiyet vereyim! Şöyle olan yok mu, böyle olan yok mu?...”(İbn-i Mâce, İkâme 191)
· Ebu Musa el-Eş'ari (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:
"Allah Teâlâ Hazretleri, Şaban ayının on beşinci gecesi (kullarına rahmetle) nazar eder ve müşrikle, müşâhin (kindar, bencil) hariç herkese mağfiret buyurur."(İbn-i Mâce)
· Ebû Ümâme (r.a.)’dan Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Beş gece vardır ki onlarda yapılan dua geri çevrilmez: Receb'in ilk gecesi olan Regâib kandili, Şaban'ın on beşinci gecesi olan Berat kandili, Cuma gecesi, Ramazan bayramı gecesi, Kurban bayramı gecesi”(İbn-i Asâkir; Câmiü’s-Sağîr)
· Münzirî’nin rivayetinde Rasûlullah (s.a.v.): “Kim bayram gecesi ile Şaban’ın 15. gecesini (Berat gecesini) ihya ederse, kalplerin öldüğü günde onun kalbi ölmez.” buyurmuştur.
· Hazreti Âişe (ranhâ) bu gecenin fazileti hakkında şunları anlatıyor:
Günün birinde Hazreti Peygamber yanıma girdi. Elbisesini çıkardı. Aradan zaman geçmeden tekrar giyindi. Bunun üzerine beni şüphe, kıskançlık sardı. Ortaklarımdan birinin yanına gidecek sandım ve peşini takip ettim. Medine’nin kabristanı olan Bakîu’l-Garkad’da kendisine eriştim. Mü’minlere ve şehitlere istiğfar ve dua ediyordu. Kendi kendime: “Anam babam sana feda olsun! Sen Rabbinin rızası uğrunda, ben ise dünya peşindeyim!” diyerek döndüm. Soluk soluğa eve girdim. Arkamdan da Rasûlullah (s.a.v.) girdi.
- “Neden böyle hızlı nefes alıyorsun?” dedi. Ben:
- “Anam babam uğruna feda olsun! Yanıma gelip elbisenizi çıkardıktan sonra tekrar giyindiniz, beni kıskançlık tuttu. Ortaklarımdan birinin yanına gideceğinizi zannettim. Nihayet sizi kabristana giderken gördüm.” dedim. Rasûl–i Ekrem:
- “Rasûlullah sana haksızlık edecek diye mi korkuyorsun?” dedi. Ardından Cibril geldi ve şöyle dedi:
- “Bu gece Şaban’ın on beşinci gecesidir. Cenâb-ı Hakk bu gecede Benî Kelb kabilesi koyunlarının sayısı kadar kimseyi Cehennem’den azat eder. Fakat bu gece Allah; müşriklerin, kincilerin, akrabalarıyla münasebeti kesenlerin, hayat ve ihtişamlarına mağrur olanların, ana ve babalarına isyan edenlerin, içki düşkünlerinin yüzlerine bakmaz.” Rasûl-i Ekrem, elbisesini çıkardı ve:
- “Bu gece ibadet etmeme müsaade eder misin?” buyurdu. Ben:
- “Evet, sana anam babam feda olsun!” dedim. Peygamber (s.a.v.) namaza kalktı. Secdeye kapanıp uzun müddet kaldı. Endişelendim, elimle yokladım. Elim, ayağının altına dokununca kımıldadı. Ben de sevindim. Secdede şöyle niyaz ettiğini işittim:
- “Allah’ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum! Sen’den yine Sana iltica ediyorum! Şanın yücedir! Sana yaptığım senayı Sen’in kendine yaptığın senaya denk bulmuyorum! Sana lâyık bir surette hamd etmekten acizim!”
Sabah olunca bunları Rasûl-i Ekrem’e söyledim. O da:
- “Yâ Âişe, bunları öğrendin mi?” dedi. Ben:
- “Evet yâ Rasûlallah!” dedim. Rasûl-i Ekrem:
- “Bunları hem öğren, hem de başkalarına öğret. Zira bunları bana Cibril öğretti ve secdede bunları okumamı talim buyurdu.” dedi.(İbn-i Mâce, Tirmizî)

Şaban Ayında Yapılması Faydalı Olan Ameller:
1- Şaban’da çokça Kur’ân-ı Kerim okunmalıdır:
Enes b. Malik der ki: “Rasûlullah (s.a.v.)’in ashâbı, Şaban’ın hilalini görünce Mushaf-ı Şerif üzerine kapanıp Kur’ân-ı Kerîm okumaya devam ederlerdi. Müslümanlar bu ayda mallarının zekatını çıkarıp, Ramazan-ı Şerif’te oruç tutanlara kuvvet ve kudret bahşetmek için fakir, miskin ve zayıflara verirlerdi.”
Bu ayda hâkim ve valiler hapislerde olanları huzuruna getirir, ceza gerekenlere had vurur, ceza gerekmeyenleri de serbest bırakırlardı. Tüccarlar borçlarını öder, alacaklarını toplarlardı.
2- Şaban ayında çokça oruç tutmalıdır:
Hz. Üsâme (r.a.) anlatıyor: Ey Allah'ın Rasûlü! Şaban ayında tuttuğun kadar başka aylarda oruç tuttuğunu göremiyorum (sebebi nedir?)" diye sordum. Şu cevabı verdi: "Bu, Receb'le Ramazan arasında insanların gaflet ettikleri bir aydır. Hâlbuki o, amellerin Rabbü’l-âlemîn'e yükseltildiği bir aydır. Ben, oruçlu olduğum halde amelimin yükseltilmesini istiyorum."(Nesâî, Savm 70)
3- Bu ayda salavât-ı şerife getirmeye devam edilmelidir:
“Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salat ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin.”(el-Ahzâb, 33/56)
Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: "Kim bana (bir kere) salât okursa Allah da ona on salât okur ve on günahını affeder, (mertebesini) on derece yükseltir."(Nesâî, Sehv 55)
4- Bu ayda mümkün olduğu kadar sünnetlere riayet edilmelidir:
Allah Teâlâ âyet-i kerimede şöyle buyurur: “De ki, ‘Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”(Âl-i İmrân, 3/31)
5- Bu ayda zekâtlar hesaplanıp verilmelidir:
Çünkü fakirler Ramazan ayından on-on beş gün evvel gıda ve erzaklarını alabilmeli, semiz olmalı, kuvvetlenmeli ki Ramazan’a daha rahat kavuşabilsinler.

Berat Gecesinde Yapılması Faydalı Olan Ameller:
Bu gece gök kapılarının açıldığı, bol rızık ve rahmetin kullar üzerine saçıldığı bir gecedir. Bu gece bol bol ibadet ve dua etme gecesidir.
· Bu gecenin gündüzünde oruç tutulmalıdır.
· Kaza namazı olanların bu gece kaza kılmaları daha faziletlidir.
· Bu geceye mahsus her rekâtta bir Fâtihâ, on İhlâs-ı Şerîfe okumak suretiyle yüz rekat namaz kılınır. Bu gecede bu namazı kılan bir kimseye Cenâb-ı Hakk yetmiş defa nazar eder ve her nazar ile onun yetmiş ihtiyacını giderir. Bu ihtiyaçların, en azı da af edilmektir.(Beyhaki, Şuabu’l-İman, Kesir b. Mürre’den)

Bu Tür Kandil Gecelerini İhyâ Etmeyi Kabullenmeyenlere Cevap:
Hakkında bu kadar hadis bulunan bu ve bunun gibi diğer mübarek gecelerin Müslümanlar tarafından ihyasını içlerine sindiremeyen, kulların Cenâb-ı Hakk'a yönelmelerini, günahları için tevbe etmelerini, ibadet etmelerini hazmedemeyen bir takım insanlar: "Bu geceler de ihya edilir mi, bu gecelerin diğer gecelerden ne farkı var?" gibi boş sözlerle Müslümanların kalplerine şüphe tohumu ekmeye çalışmaktadırlar.
Âlimler şöyle demişlerdir: "Allah Teâlâ'nın bazı zamanlara, daha fazla fazilet vermesi, böylece de bunun, mükellefi o vakitlerde taata yönelmeye sevk edici olması tuhaf görülecek bir şey değildir.”(Fahreddin Râzî, Tefsîr-i Kebîr, bkz. Duhân sûresinin tefsiri)
Bu tür insanların nakıs görüşlerine karşı dikkatli olmamız gerekir. Biz Müslümanlar bu gibi yanlış görüş ve akımlara kapılmamalı ve ayık olmalıyız. Dinimizi kimden, nereden, hangi kaynaktan öğrendiğimize dikkat etmeliyiz. Aksi takdirde ihyası kaçınılmaz olan Berat gecesi ve diğer mübarek geceleri gafletle geçirip, o rahmetten, lütuf ve ihsanlardan mahrum kalır ve kendi nefsimize zulmetmiş oluruz.
Berat kandili gibi rahmet gecelerini ihya etmeye çalışalım. Kur'an tilavet edelim, Rabbimizi zikredelim. Tevbeler, salâvatlar okuyalım. Sadakalar vererek, kaza namazları kılarak geceyi değerlendirelim. Teheccüd ve nafile namazlarıyla da bu geceyi dolu dolu ibadet ve taat şenliğinde idrak etmeye çalışalım.

Bu idrak ve şuur içinde ihya edeceğimiz Berat gecesinin hepimiz için hayırlara vesile olmasını ve beratını alan kullardan olabilmeyi Cenâb-ı Hakk’tan niyaz ediyoruz!
Tüm kardeşlerimizin Berat kandili mübarek olsun!

Kategoriler: