Resulullahın Güzel Ahlakı
Güzel huyların hepsi Resulullahda sallallahü aleyhi ve sellem toplanmıştı. Allahü teala, Sevgili Peygamberine verdiği iyilikleri, ihsanları sayarak, "Sen güzel huylu olarak yaratıldın." mealindeki ayet-i kerime ile kendisine güzel huylar verdiğini bildirmektedir. Çok kimselerin İslam dinine girmesine, Resulullahın güzel ahlakı sebep olmuştur.
Bin mucizesi görüldü, dost düşman herkes de bunu söyledi. Bu kadar mucizelerin en kıymetlisi, edepli olması ve güzel huyları idi. Fakirle, zenginle, büyükle, küçükle karşılaşınca, önce selam verirdi. Bunlarla müsafeha etmek için, mübarek elini önce uzatırdı. Her kim olursa olsun, çağrılan yere giderdi. Önüne konulan şeyi, az olsa da, hafif, aşağı görmezdi. Bir Müslümanın ismini söyleyerek, hiçbir zaman lanet etmemiş ve asla kimseyi dövmemiştir. Kendi için, hiçbir şeyden intikam almamıştır. Allah için intikam alırdı. Akrabasına, eshabına ve hizmetçilerine tevazu gösterir, iyi muamele ederdi. Herkesle iyi geçinirdi. Tatlı sözlü, yumuşak ve güler yüzlü idi.
Söylerken gülmezdi. Hastaları ziyarete gider, cenazelerde bulunurdu. Eshabının işlerine yardım eder, çocuklarını kucağına alırdı. Fakat, kalbi bunlarla meşgul değildi. Mübarek ruhu melekler aleminde idi. Fahr-i alem sallallahü aleyhi ve sellem€¿, insanların en cömerdi idi. Birşey istenip de, yok dediği görülmemiştir. İstenilen şey varsa verir, yoksa, cevap vermezdi. O kadar iyilikleri, o kadar ihsanları vardı ki, Rum imparatorları, Ã?ran şahları, o kadar ihsan yapamadılar. Fakat kendisi sıkıntı ile yaşamayı severdi. Heybetli idi. Yani saygı ve korku hasıl ederdi. Fakat, kaba değildi. Nazik idi. Cömert idi. Fakat, israf etmez, faidesiz yere birşey vermezdi. Herkese acır, kimseden birşey beklemezdi...
MEVLİD KANDİLİ
Dünyadaki bütün insanlara Peygamber olarak gönderilen, Peygamberlerin sonuncusu ve en üstünü Muhammed aleyhisselam, 571 yılı Nisan ayının 20sine rastlayan, Rebiul-evvel ayının 12. Pazartesi gecesi, sabaha karşı Mekke-i Mükerremede dünyaya gelmiştir. Her Peygamberin ümmeti, kendi Peygamberinin doğum gününü bayram yapmıştır. Bugün de, Müslümanların bayramıdır. Neşe ve sevinç günüdür. Dünyadaki Müslümanlar tarafından, her sene, bu gece Mevlid kandili olarak kutlanmakta, her yerde Mevlid kasideleri okunarak Resulullah hatırlanmaktadır. Mevlid, doğum zamanı demektir.
Resulullah efendimiz, mevlid gecelerinde eshab-ı kirama ziyafet verir, dünyayı teşrifindeki ve çocukluk zamanındaki şeyleri anlatırdı. Hazret-i Ebu Bekir de, halife iken, eshab-ı kiramı toplar, Resulullah efendimizin dünyayı teşrifindeki olağanüstü halleri konuşurlardı. Bu gece, Resulullahın doğum zamanında görülen halleri, mucizeleri okumak, dinlemek, öğrenmek çok sevaptır. Peygamber efendimizi öven çeşitli mevlid kasideleri vardır. Meşhur olan ve Türkiyede sık sık okunan mevlid kasidesini Süleyman Çelebi, 15. asırda yazmıştır. Mevlid-i şerif okumak, Resulullahın dünyaya gelişini, miracını ve hayatını anlatmak, Onu hatırlamak, Onu övmek demektir. Mevlid Gecesi, Kadir Gecesi'nden sonra en kıymetli gecedir. Bu gece Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz doğduğu için sevinenler af olur.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
Beni ana babasından, evladından ve herkesten daha çok sevmeyen, mümin olamaz.
Bir şeyi çok seven, elbette onu çok anar.
Peygamberleri anmak, hatırlamak ibadettir.
Bu gece, çalgı ve başka haram şeyler karıştırmadan, Allah rızası için mevlid cemiyeti yapmak, mevlid kasidesi okumak, salevat-ı şerife getirmek, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayrat ve hasenat yapmak, böylece, o gecenin şükrünü yerine getirmek müstehaptır. Diğer kandillerde olduğu gibi, bugün de, Kur'an-ı kerim okumalı, kaza namazı kılmalı, sadaka vermeli, dua etmeli, Cenab-ı Haktan af ve mağfiret dilemelidir.
Kaynak: www.huzurpinari.com