Reenkarnasyon Nazariyesinin Kaynağı ve Saçmalığı

[b]Reenkarnasyon Nazariyesinin Kaynağı ve Saçmalığı[/b]

Reenkarnasyon düşüncesi şüphesiz günümüz materyalist düşüncesi ve yaşayışına karşı bir tepkidir ve ruhçu akımın bir yan ürünüdür. Reenkarnasyonun Hind düşünce sistemiyle yakın ilgisi vardır. Tenasüh inancının Hindistan'da neşvü nema bulması ise oradaki hayat tarzıyla yakından ilgilidir. Kast sisteminin hakim olduğu, dünyada iken kendi kastının, sınıf ve tabakasını değiştiremeyen Hinduya tekrar tekrar dünyaya gelmek suretiyle bir teselli olarak tenasüh inancı sunulmuştur. Hintli, bu tekrar gelmeler, gitmeler sonucunda daha üst tabakalara yükselme imkanına sahip olabilecektir. Aksi takdirde aşağılık hayvan ve bitki olarak tekrar dünyaya gelmesi söz konusudur. O halde mevcut düzene isyan etmeden itaat etmek gerekir.

Materyalist medeniyetin sunduğu hayat tarzından memnun olmayan günümüz insanı da mutluluğu ruhçu akımlarda aramaktadır. Reenkarnasyon tarihte ve Hind düşünce sisteminde bulunmakla birlikte özellikle 19. asır Batı dünyasından dünyaya yayılması manidardır.

Rene Guenon imzasıyla eserlerini yayınlayan, müslüman olarak Abdülvahid Yahya adını taşıyan ve 1951 yılında Mısır'da ölen Fransız filozofu, Ruhçu Yanılgı adıyla Türkçe’ye çevrilen eserinin reenkarnasyona ayırdığı sayfalarında, reenkarnasyonu modern, batılı bir buluş olarak tanımlıyor ve onu basit bir felsefi kavram olarak niteliyor, hatta kendi ifadesiyle reenkarnasyon, "aşağı seviyede bir felsefi kavrayıştır ve tamamıyla saçmadır, filozoflarda pek çok saçmalıklar vardır, fakat onlar hiç olmazsa bu saçmalıkları genelde hipotezler olarak sunarlar, neo-spritualistler ise filozoflardan daha çok yanılgı içindedirler. Çünkü batıda reenkarnasyona sahip çıkanlar spritualistlerdir, ruhçulardır" diyor,

Rene Guenon'a göre reenkarnasyonun tenasüh ve ruh göçünden farklı olarak değerlendirilmesi gerekir. Doğulular tenasühü iyi bilirler, fakat reenkarnasyon kavramının yaratıcısı olan Batılılar ise bunları bilmezler. Rene Guenon, sprit ve okultistlerin (ruhçu ve gizli, sırrî bilimcilerin) iddialarının aksine doğada, tabiatta reenkarnasyonu destekleyici hiçbir delil bulunmuyor, buna karşılık tersi nitelikte pek çok olaya rastlanıyor.

Reenkarnasyon nazariyesini Kur'an'ın açıkça reddettiği kesindir. İslam inanç esaslarının iki temel rüknü Allah'a ve ahirete imandır. Kur'an'da bu husus sık sık tekrar edilir. Ancak buna rağmen yukarıda zikrettiğimiz bazı ayetleri kelime, terim ve muhteva olarak tamamen Batılı olan batıl , mesnedsiz, yanlış bir faraziye için delil olarak ileri sürmek akıl, mantık ve iz'anla asla bağdaşmamaktadır. Bazı ilahiyatçıların eser ve konuşmalarında "ahiret inancına halel getirmemek kaydıyla Kur'an'da reenkarnasyon vardır" gibi iddialarda bulunmaları, ahiret inancım dolaylı olarak reddetmek anlamım taşır. Çünkü reenkarnasyon nazariyesi, Allah'ın Kur'an'da ortaya koyduğu ve açıkladığı hayat, ölüm, ahiret gerçeklerine karşı oluşturulmuş bir nazariyedir. Kur'an'da gerek zikrettiğimiz ayetlerde, gerekse bütününde reenkarnasyon nazariyesine asla yer yoktur.

Kur'an'da insanın ruh-beden bütünlüğü esas alınır. Oradan ne ruh öne çıkarılarak beden ihmal edilir, ne de bedene bir imtiyaz tanınır, însan ruh ve beden olarak, hayatı bir bütün olarak yaşar ve ölümden sonra dirilmeyle yine ruh ve beden olarak ebedi ahiret hayatım ölümsüz bir şekilde yaşamaya devam eder. Reenkarnasyon saçmalığına Kur'an'da yer yoktur.

(1) Rene Guenon, Ruhçu Yanılgı İstanbul 1996, M.Said Şimşek, Günümüz Tefsir Problemleri, Konya, 1995. Celal Kırca, İslam Dinine Göre Reenkarnasyon, Kayseri, 1986. Mustafa Çetin, Kur'an Işığında Reenkarnasyon, Ankara, 1990.

tamamen katılıyorum .insanlar nedense huzuru hep olmadık şeylerde arıyor.

Allah (c.c.) hidayetine erdirsin kardeşim ne diyelim :(