Örtünme Emri Hikmet ve Gayesi

Hazret-i Âise (r.anhâ) vâlidemiz anlatiyor:

Allah Teâlâ muhâcir kadinlara rahmet eylesin. Kadinlar, bas örtülerini yakalarinin üzerini (örtecek sekilde) koysunlar âyet-i kerîmesi indiGi zaman, örtülerini (kenardan) yirtarak onunla (örtülmesi gereken diGer yerlerini de) örttüler.

islâmin baslangicinda kadinlar, kilik-kiyafetçe câhiliye devrinin örf ve âdetlerine uyuyorlardi. Bu emir üzerine saçlarini-baslarini, kulaklarini-boyunlarini, gerdanlarini-göGüslerini açik tutmayip derhal örtmeye basladilar.

Müfessirlerin nakline göre, Câhiliye kadinlari da bas örtüsü kullaniyorlardi. Fakat, islâmin emrettiGi tarzda ve ölçüde değildi... Ya saçlarını tam örtmeyecek sekilde baslarina takarlar veya enselerine bağlarlardi. Yakaları önden açilir, gerdanlari ve gerdanliklari açiGa çikardi. Zînetleri ve zînet mahalleri görünürdü. Demek ki, son zamanlarda asrîlik-çağdaslik sayilan açik-saçiklik, böyle eski bir Câhiliye âdeti imis...

islâmiyet, böyle açikliGi yasaklayip, bas örtülerinin yakalar üzerine indirilmesini emrederek tesettürü farz kilmistir. GörüldüGü üzere bu emirde; tesettürün yalniz farziyeti deGil, kendine mahsus usûl ve hudûdu da gösterilmistir.

Câhiliye döneminde ictimaî hayatta, kadin-erkek ihtilâti esasti. Yani karisik bir halde yasiyorlardi. Bu hayat tarzi, islâmda cinsler arasindaki ayirimi ve kadin kiyâfetini tanzim eden Nûr sûresinin 30-31inci âyetleri gelinceye kadar devam etti. Bu âyetlerin inzâlinden sonra ise, câhilî âdetlerinin yerine, derhal ilâhi ahlâk esaslari kâim ve hâkim oldu.

Tesettürle alâkali bu iki âyet-i kerîmenin tam olarak meâlleri söyledir:

(Habîbim), mümin erkeklere söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakinsinlar ve irzlarini korusunlar. Bu, kendileri için çok temiz (bir hareket)dir. süphesiz ki Allah, (kullarinin ne) yapacaklarindan hakkiyla haberdardir.

Mümin kadinlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakinsinlar, irzlarini korusunlar. Görünen kisimlari (yüz ve eller) müstesnâ olmak üzere, zînetlerini (ve zînetlerinin bulunduGu mevzîleri ki; bas, kulak, boyun, göGüs, bazu, kol ve ayaklarini) açmasinlar. Bas örtülerini, yakalarinin üzerine (kadar) örtsünler. Kocalari, babalari, kocalarinin babalari, kendi oGullari, kocalarinin oGullari, erkek kardesleri, erkek kardeslerinin oGullari, kiz kardeslerinin oGullari, kendi kadinlari (mümin kadinlar), ellerinin altinda bulunan (köleleri), erkeklerden kadina ihtiyaci kalmamis (cinsî güçten düsmüs) hizmetçiler, yahut henüz kadinlarin gizli kadinlik hususiyetlerinin farkinda olmayan çocuklardan baskasina zînetlerini göstermesinler. Gizlemekte olduklari zînetleri anlasilsin diye, ayaklarini yere vurmasinlar. Ey müminler! Hep birden Allaha tevbe edin ki, korktuGunuzdan emin, umduGunuza nâil olasiniz.

Hâsili, bozuk bir cemiyette kurtulus ümidi olmaz. Cemiyetin bozukluGu da hem erkeklerin hem de kadinlarin müsterek kusur ve hatalarindandir. Bundan dolayi, basta erkekler olmak üzere bütün müminler, imana zarar veren, câhiliye izleri tasiyan kusur ve hatalardan tevbe ile Allâha dönüp Onun yardimina siGinmalidir... Emir ve yasaklarina da dikkat ve hassâsiyet göstermelidirler ki, topluca kurtulusa erebilsinler.

Tesettürün hikmet ve gâyesini ise, Rabbimiz (c.c.) söyle beyan buyuruyor:
Ey Peygamber! Hanimlarina, kizlarina ve müminlerin hanimlarina söyle: (Bir ihtiyaç için evlerinden disari çiktiklari zaman) cilbablarini (dis örtülerini, manto-pardesü gibi ) üzerlerine alsinlar. Bu onlarin taninmalari ve incitilmemeleri için en elverisli olanidir. Bununla beraber Allah çok baGislayicidir, çok rahmet edicidir.

Görülüyor ki bu âyet-i kerimede de emir, sadece Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimizin hanimlarina ve kizlarina değildir. Nûr sûresinde olduğu gibi, diğer bütün mümin kadinlar da bu emrin muhâtabidirlar.

Câhiliye devrinde Araplarda tesettür âdet değildi. Kadina hürmet yoktu. Kadinlar arasinda da, erkeklerin dikkatlerini çekmek için, göz alici biçimde açilip saçilarak meydanlara çikan, orta mali olanlar tabiî ki vardi. Bundan dolayi da kiz çocuklarini diri diri gömenler olmustu. islâmiyet ise kadinin sânini, iffet ve ismetini vakar ve haysiyetini yükseltiyordu... Ve Müslüman kadinlarin, hiçbir sekilde eziyete uğramamalari için Cenâb-i Hak,

"...Cilbâb larını (dış örtülerini) üzerlerine alsınlar" buyuruyor.

Bu âyet-i kerimeler inzal olduğunda, örtünme emrine, istisnâsiz bütün Müslüman kadinlar derhal uyup tatbik etmislerdir.