Önemli olan son nefestir
İtibar sonadır. Her mü’min ömrünün sonunu hayır üzere kapamak için çare aramalıdır. İman cevheri ve salih ameller ölene kadar korunmalıdır. Ölüm halinde akla ve amele değil, Allah’ın sonsuz rahmetine güvenmelidir. İman selameti için için inlemeli, gönülden yalvarmalıdır.
Hadis-i şerifte belirtildiği gibi, bazı insanlar uzun bir zaman hayır üzere hayat sürerler. İnsanlar onlara cennetlik gözüyle bakar, hallerine imrenirler. Ancak bazı kulların başına büyük bir imtihan gelir, kaderdeki hüküm öne geçer. Kul, bir sözü ile küfre girer, elindeki iman ve hayırları kaybeder. Öyle ki, cennete iyice yaklaşmışken cehenneme girer.
Aynı şekilde ömrünün çoğunu inkâr, isyan ve gafletle geçirmiş bazı insanlar da, Allah’ın yardımı ile son günlerinde tevbe eder, halini güzelleştirir; kader çizgisi hayırla biter, taat içinde ilahî huzura çıkar. Cehenneme iyice yaklaşmışken yolu cennete çevrilir. (Buharî, Müslim, Tirmizî)
Bu hal, ilahî bir takdirdir ve büyük bir imtihandır. Ancak genelde herkes yaşadığı gibi ölür, öldüğü hal üzere dirilir ve o şekilde mahşere gelir. Allahu Tealâ hiç kimseye zulmetmez, amelini zayi etmez.
Hiç kimse sonundan emin olmamalıdır. Hiçbir mümin, salih amellerinin kendi elinde olduğunu, onları sadece kendi aklıyla yaptığını ve koruyacağını söyleyemez. Ömrün nasıl biteceğini ancak Allahu Tealâ bilir. Onun için kimse ameline bakıp kendisini kurtulmuş, başkalarını helâk olmuş görmemelidir.
Şimdiki hali kötü olan bir kimse de, bütünüyle güzel amel ve akıbetten ümidini kesmemelidir. Allahu Tealâ’nın yardımı ile kâfir imana, fasık itaata gelebilir ve Allah’ın düşmanı olan bir kimse, O’nun dostluğuna adım atabilir.
Rasulullah Efendimiz (A.S.) buyurdular ki: “Allahu Tealâ bir kula hayır murad ettiği zaman onu bu yolda kullanır.” Bir sahabi: “Bu nasıl olur ya Rasulallah?” diye sordu. Efendimiz:
“Ölmeden önce onu güzel ameller işlemeye muvaffak kılar.” buyurdu. (Tirmizî, Ahmed)
Hz. Enes (R.A.) anlatıyor: Hz. Rasulullah (A.S.) Efendimiz sık sık şöyle dua ederdi:
“Ey kalpleri istediği tarafa çeviren Allah’ım! Kalbimi dinin üzere sabit tut.” Ben kendisine:
“Ey Allah’ın Rasulü! Biz sana ve senin getirdiklerine iman ettik. Bundan sonra bizim için korkuyor musun?” diye sordum; buyurdu ki:
“Evet. Hiç şüphesiz kalpler Allahu Tealâ’nın iki parmağı arasındadır; onları istediği gibi çevirir. Allah doğruluk üzere tutmak istediği kalbi istikamette tutar, eğrilmek istediğini eğriltir. Mizan, rahman olan Allah’ın elindedir; kıyamete kadar dilediği kavmi yükseltir; istediğini alçaltır.”
semerkand ekim 2000