Mübarek Ramazan'ı Karşılarken

Yüce Allah (c.c) söyle buyurur:
"Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmis ümmetlere farz kilindigi gibi size de farz kilindi. Umulur ki korunursunuz." (Bakara 2/183)
Begavî söyle der: "Dogru olan görüse göre bu aya isim olan Ramazan kelimesi ‘kizgin tas’ manasina gelen ‘Ramzâ’ kelimesinden gelmektedir. Araplar siddetli sicaklarda oruç tutarlardi. Araplar, aylara isim koymak istedikleri zaman, bu ay siddetli sicaklara denk geldigi için bu aya Ramazan ismini verdiler. Bu ayda günahlar yakilip eritildigi için Ramazan isminin verildigini söyleyen âlimler de olmustur."

Ramazan orucu hicretin ikinci yilinda farz kilindi. Dinin kesin olarak bilenen hükümlerinden biri oldugu için farz oldugunu inkâr eden küfre girer.

Ramazan ayinin fazileti hakkinda pek çok hadis-i serif varid olmustur. Bunlardan birinde Resûlullah (s.a.v) söyle buyurur:

"Ramazan ayinin ilk gecesi gelince sekiz cennetin bütün kapilari açilir. Bu ay boyunca cennet kapilarindan hiçbiri kapanmaz. Cenab-i Hak (c.c), bir nidaciya söyle ilân etmesi için emir verir:
– Ey hayir arayan kisi, gel! Ey kötülükte ileri giden kisi, birak! Günahlarinin bagislanmasini dileyen yok mu, bagislansin! Dilekte bulunan yok mu, dilegi verilsin! Tevbe eden yok mu, tevbesi kabul edilsin!
Bu durum fecir dogup sabah oluncaya kadar böyle devam eder. Cenab-i Hak (c.c), her aksam iftar vakti azabi hak etmis bir milyon kisiyi cehennemden azat eder." (Beyhakî)

Rasûlullah (s.a.v), Ramazan ayini “sabir ayi” diye isimlendirmistir. Çünkü sabir; nefsi arzularindan alikoymak ve Allah’in emrine karsi hapsetmektir.
Hz. Peygamber (s.a.v) söyle buyurmustur:

“Sabir, imanin yarisi ve oruç da sabrin yarisidir.” (Taberânî)

Rasûlullah (s.a.v) ibadet ehli ile oruç tutanin ortak özelligini söyle ifade buyurmustur:

“Allah Teâlâ, ibadet eden genci meleklerine göstererek söyle buyurur:
“Ey benim için sehvetini, isteklerini birakan, gençligini benim için harcayan genç, sen benim yanimda bir melek gibisin.” (Deylemî)

Oruç tutan hakkinda da: “Ey meleklerim, su kuluma bakiniz, sehvetini, lezzetini, yemesini ve içmesini benim için terk etmistir” (Ahmed b. Hanbel) buyurmustur
Imam-i Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Mübarek Ramazan ayi, çok sereflidir. Bu ayda yapilan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, baska aylarda yapilan farzlar gibidir. Bu ayda yapilan bir farz, baska aylarda yapilan yetmis farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahlari affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabi kadar, ayrica buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabi hiç azalmaz.

Bu ayda, emri altinda bulunanlarin, islerini hafifleten, onlarin ibadet etmelerine kolaylik gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı serif ayinda, Resûlullah, esirleri azat eder, her istenilen seyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi is yapabilenlere, bütün sene bu isleri yapmak nasip olur.

Bu aya saygisizlik edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah islemekle geçer.

Bu ayi firsat bilmeli, elden geldigi kadar ibadet etmelidir. Allah Teâlâ’nin razi oldugu isleri yapmalidir. Bu ayi, ahireti kazanmak için firsat bilmelidir.

Kur’an-i Kerim Ramazan’da indi. Kadir gecesi bu aydadir. Ramazan-i serifte iftari erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resûlullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.

Iftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanin aczini, yiyip içmeye ve dolayisiyla her seye muhtaç oldugunu göstermektedir. Ibadet etmek de zaten bu demektir.

Hurma ile iftar etmek sünnettir. Iftar edince,

“Zehebe’z-zama’ vebtelleti’l-uruk ve sebetil-ecrü insaallah”

Manasi: “Susuzluk gitti, damarlar ‎islandi‎, ecir de hak oldu in‏sâallah” (Hâkim) duasini okumak, teravih kilmak ve hatim okumak önemli sünnettir.
Bu ayda, her gece, cehenneme girmesi gereken, binlerce müslüman affolur, azat olur.

Bu ayda, cennet kapilari açilir, cehennem kapilari kapanir. seytanlar, zincirlere baglanir. Rahmet kapilari açilir. Allah Teâlâ, bu mübarek ayda O’nun sanina yakisacak, kulluk yapmayi ve Rabbimizin razi oldugu, begendigi yolda bulunmayi, hepimize nasip eylesin!

Açiktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemis olur. Namaz kilmayanin da, oruç tutmasi ve haramlardan kaçinmasi gerekir. Bunlarin orucu kabul olur ve imanlari oldugu anlasilir.

Rasûlullah (s.a.v), bir hadis-i kutsîde Allah Teâlâ’nin söyle buyurdugunu söylemistir:

“Ademoglunun her ameli kendisine aittir; ancak oruç hariç. Oruç benim içindir ve onun karsiligini ben verecegim.” (Buhârî)

Selmân-i Fârisî (r.a) Resûlullah’tan (s.a.v) söyle rivayet eder:

"Resûlullah (s.a.v) sâban ayinin son günü bize bir hutbe okudu ve buyurdu ki:

– Ey insanlar! Büyük bir ayin gölgesi üzerinize düsmüs bulunuyor! O ay içinde bulunan Kadir gecesi bin aydan hayirlidir. Cenab-i Hak (c.c), bu ayda oruç tutmayi farz ve geceleri ibadet etmeyi nafile kilmistir. Kim bu ayda hayirli bir haslet ile Allah Teâlâ'ya yaklasirsa, diger aylarda bir farz eda etmis gibi sevap kazanir. Yine bu ayda bir farzi yerine getiren diger aylarda yetmis farzi yerine getirmis gibi sevap kazanir.

– Bu ay sabir ayidir. Sabrin karsiligi ise cennettir. Bu ay yardimlasma ayidir. Bu ayda müminin rızkı artar. Kim bu ayda bir oruçluya iftar ettirirse, bir köle âzat etmis gibi sevap kazanir ve günahlari magfiret edilir.”

Bu sözler üzerine biz dedik ki:

Ey Allah'in Resûlü! Bizim hepimiz bir oruçluyu iftar ettirecek imkâna sahip degiliz!

Rasûlullah (s.a.v) sözlerine söyle devam etti:

– Oruçluya bir içim süt, bir içim su ve birkaç hurma vererek iftar ettirene de Allah Teâlâ bu sevabi verir! Kim bir oruçlunun karnini doyurursa, Allah Teâlâ onun günahlarini magfiret eder. Yine onu benim Kevser havuzumdan içirir ve ondan sonra hiç susuzluk çekmez. Oruç tutan kisinin sevabindan bir sey eksilmeden, kendisinin kazandigi sevap kadar da iftar ettiren kisiye sevap verilir.

– Bu ay öyle bir aydir ki, evveli rahmet, ortasi magfiret ve sonu cehennemden azat olmaktir! Bu ayda kölesinin (hizmetçisinin, isçisinin) isini hafifleten kisiyi Allah Teâlâ (c.c) atesten azat eder.

– Bu ayda su dört haslete sıkıca sarilin; iki haslet ile rabbinizin rizasini kazanir, ikisine ise her zaman ihtiyaç duyarsiniz. Rabbinizin rizasini kazandiracak iki haslet sudur: Allah'tan baska ilâh bulunmadigina sehadet getirmek ve Allah'tan günahlarin bagislanmasini dilemek. Her zaman ihtiyaç duydugumuz iki haslet ise; rabbinizden cenneti istemek ve cehennemden O'na siginmaktir." (Beyhakî)

Rasûlullah (s.a.v) söyle buyurur:

"ıman ederek ve sevabını yalnız Allah Teâlâ'dan bekleyerek Ramazan orucunu tutan kişinin geçmiş ve gelecek günahları mağfiret edilir." (Buhârî)

Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurur:

"Âdemoğlunun her ameli katlanır. Hayırlı ameller en az on misliyle yazılır, bu yedi yüz misline kadar çıkar. Allah Teâlâ (bir hadis-i kudside) şöyle buyurmuştur: "Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükâfatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terk etti." (Buhârî)

Mevlâ Teâlâ'nın, “Benim için…” dediği bir ibadet için başka söz söylemeye gerek var mı!

Yine Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurur:

"Ramazan ayinda diger ümmetlere verilmeyen bes haslet benim ümmetime verilmistir:

1. Oruçlu kişinin agiz kokusu Allah Teâlâ katinda miskten daha hostur.
2. Iftar edinceye kadar melekler onlar için istigfar eder.
3. Seytanlarin azginlari bu ayda zincire vurulur.
4. Cenab-i Hak (c.c). hergün cenneti süsler ve ona, “Salih kullarimin kötülüklerden ve ezadan kurtulmalari yakindir!” der.
5. Ramazanin son gecesi günahlari bagislanir.

Sahâbe-i kirâm sordular:

– Ey Allah'in Resûlü! O gece Kadir gecesi midir?

Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki:

– Hayir! Fakat her is yapan kisiye isini bitirince ücreti eksiksiz olarak verilir!" (Ahmed b. Hanbel)

Kategoriler: