Kur'ân ve Ezâni Tegannî ile okumak...

"Kur'ân'i Arabin ona özel naGmesiyle (lahn) ve sesiyle okuyun,
asiklarin fisk ehlinin ve Yahudilerle Hiristiyanlarin naGmeleriyle okumayin. Benden sonra bir takim insanlar gelecek, Kur'ân'i türkü gibi dalgali ve ölü aGiti gibi okuyacaklar. Kur'ân onlarin girtlaklarini öte geçmez.
Onlarin da, onlarin bu halini beGenenlerin de kalpleri saptirilmistir."(Kurtubî, i/17;
Et-Tizkâr Fî-Efdalil-ezkâr,130. ibnü'1-Cevzî, hadisin sahih olmadiGini söyler,
E1-ilelül-mütenâhiye, (Halil el-Meys tahkiki; i/118. Ancak hadisi birçok kaynak zikreder. Kaynaklar için bk. Ez-Zemirli agt.109). Âbis el-Gifarî der
ki:

"Rasûlüllah, kendisinden sonra ümmeti için korktugu bazi hasletler saydi. Onlardan biri de: "Kur'ân'i türkü gibi okuyup kazanç saGlamak isteyenlerdir"(Suyutî, el-Havi, i/252).

Saîd b.
Mûseyyib, Ömer b. Abdilazîz'in imam olup insanlara namaz kildirdiGini
ve okuyusunda rastgele uzatma ve kisaltmalar (tatrîb) yaptiGini duydu da ona: Allah iyiliGini versin,
imamlar böyle okumazlar, dedi (Kurtubî Tizkâr,122).

ibn Abbas'tan
nakledildiGine göre, Rasulüllah'in bir müezzini vardi. Okuyusunda gelisigüzel uzatma ve kisaltmalar yapardi da Rasulüllah ona: "Ezan düz ve pürüzsüzdür. Ezanin düz ve pürüzsüz olacaksa oku, olmayacaksa okuma" buyurdular (Kurtubî i/16; Tizkâr,122).

Rasulüllah (sav) bunu ezanda yasaklamis olursa Allah (cc)'in korumasi altinda olan Kur'ân'da yasaklanmis olmasi haydi haydidir (Kurtubî Tizkâr, agy). Rasûlüllah'in ashabi Kur'ân okurken sesi yükseltmeyi kerih görürlerdi (Kurtubî i/10). Kaldi ki, Kur'ân okurken gelisi güzel uzatma ve kisaltmalarda (tatrîb) sesi dalgalandirmada (tercî), hemzesiz yere hemze getirme, çekilmeyecek
olani çekme vardir.

Böylece bir elif birkaç "elif ", bir "vav" birkaç "vav"
olmus olacaktir. Bu da Kur'ân'da ilave yapmaya götürür ki o da haramdir (Kurtubî i/16; Tizkâr,129). Serahsî, "Ezanda lahn yapmak mekruhtur" basligi altinda su hadisi nakleder:

"Bir adam Ömer'e geldi ve ben seni Allah için seviyorum dedi. Ömer'de ben de sana Allah için bugzediyorum, dedi. Niçin? diye sorunca,
Ömer: Duyduguma göre sen ezan okurken tegannî yani lahn yapiyormussun",
diye cevap verdi (Serahsi, i/138).

Kur'ân'in manasina birazcik asina olan birisi; Kur'ân'i kendine has hüzünlü güzel eda ile, tane tane ve mananin akisina göre "tegannî" yapmadan sekillendirerek okumakla, gelisi güzel uzatmalar, bagirmalar, kivirmalar ve "teganni" ile okuma
arasindaki korkunç farki rahatlikla sezer. Birincide mest olur, Kur'ân ruhuna isler, saatlerce dinlemekten usanmaz. O Kur'ân'in ruhu ve lafzi ile birlikte muhatabidir. Hatta Arapçayi bilmeyen dahi bundan sonsuz bir haz alir.

Etkiyi Kur'ân'in kendine has ahenginde degil de kendi sesinde arayip, bir sürü zorlama ve tasarrularla güzel okuyor görünmeye çalisanlar ise, en çok iyi okunmus bir sarki ya da türkü kadar etkili olabilirler. Çünkü onlar etkinin Kur'ân'in ruhundan degil kendi nagmelerinden olacagini sanirlar ve bir hoca arkadasimizn ifadesi ile Kur'ân'in ruhunu ve manasini tegannîye feda ederler. Meselâ "Râbbena âtina" derken bazan seslerini öyle yükseltirler ki, manasini bilen bu üslûptan (hasa!) "Yâ Rab, ver, yoksa söyle söyle olur hâ!" gibi komik ve çirkin bir tehdit manasi çikarir. Bunlarin çogu ya artistik okuyuslardir.

Yani sanatsallik Kur ân'in ilahiliginden üstün tutulmaktadir. Ya da dinleyenleri mestedip ulûfeyi biraz daha artirmak içindir. Bu eskiden beri hep böyle olagelmistir (krs. Kurtubî, Et-Tizkâr,122; Tefsir, i/11,16). Nevevi'nin ifadesi ile "Kur'ân'i böyle haram tegannîlerle okumak bir takim cahil, asaGilik ve zalim kimselerin mübtela olduGu bir musibettir. Onlar cenaze ve (mevlid gibi)
törenlerin okuyucularidirlar. iste bu açikca haram bir bidattir ve -Kadilar Kadisi Mâverdî'nin de dediGi gibi-böyle okuyusu her kim dinlerse o da günahkâr
olur" (Nevevî, et-Tibyan, 78-79).

Oysa Rasûlüllah Efendimiz de: "Ey nâs! Rahat ve normal sesle okuyun (baGirip çaGirmayin). Çünkü siz saGir ya da gaipteki birisini çaGirmiyorsunuz" (Kurtubî, i/15) buyurmuslardir.

Sonuç olarak:

1. "Kur'ân-i Kerim'i güzel sesle ve tecvid kaidelerine göre, yani Arap elhani ile okumak, arzu edilen okuma tarzidir. Yoksa "profan" tegannî ile, sarki söyler gibi Kur'ân'i Kerim okumak caiz deGildir (Okiç, age, 21).

2. Kurân-i Kerim'i, düz yazi hitabet sarki ve türkü makamlarindan biriyle deGil kendine has bir eda ile, olabildiGince güzel bir sesle ve Arap aksani ile okumalidir.

3. Uzaklardakilere duyurma gibi bir maksat yoksa, Kur'ân'i Kerim'i baGirip baGirmadan ve sesi manaya ayarlayarak okumalidir.

4. Dinleyenlere sesinin naGmesi ve kivirmalari ile deGil, ihlâs ile, hüzünle ve
Kur'ân'in ruhunu aktarma gayretiyle tesirli olmaya çalismalidir. Bunun da birinci sarti Kur'ân okuma karsiliGinda kesinlikle maddi menfaat beklememek, kendiliGinden gelse dahi kabul etmemektir.

Kategoriler: