Allah'ı Görmek Mümkünmü??

Allah' ı görmek bir hayal, belki de imkansızbir düş gibi geliyor. Çocukken büyüklerinize kim bilir kaç defa "Allah' ı niçin göremiyoruz? "diye sormuşuzdur. Tıpkı balıklar gibi. Hani onlar da birbirine: -Deniz diye bir şey varmış. Gidip, bizde görsek, derlermiş. Peki bu bir hayal mi? Yoksa gerçekleşebilir mi?

Allah, her zaman yanı başımızda; hatta kendinin de buyurduğu gibi, Bize boyun damarımızdan daha yakın! Ama yine de biz onu göremiyoruz. zaten göreceğimizde yok; çünkü bu gözlerimiz, Allah' ı görecek şekilde yaratılmamış. -Ya ahirette ? Orada da Allah' ı göremeyecek miyiz? diye sorarsanız, bu önemli sorunun cevabını peygamber efendimizden alalım, derim.

Aynen sizin gibi, Peygamberimizin arkadaşları da bu konuyu pek merak etmişler ve ona: -Ey Allah' ın Elçisi!Biz, ahirette Rabbimizi görecek miyiz? diye sormuşlar. Peygamber efendimiz de şunları söylemiş: -Evet, göreceksiniz. Bir öğle vakti, açık bir havada, gök yüzünde hiçbir bulut yokken, güneşi görebilmek için birbirimizi hiç itip kakar mısınız? Ayın on dördüncü gecesinde, açık ve bulutsuz gökyüzünde ayı görebilmek için zorluk çeker misiniz? Peygamberimizin arkadaşları bu soruya: -Hayır, yâ resûlallah, diye cevap vermişler.

O zaman Peygamber efendimiz: -Ayı ve güneşi görmek için zorluk çekmiyorsanız, ahiret günü, Allah Teâlâyı görmek için de hiçbir sıkıntı çekmeyeceksiniz, buyurmuş. Bir başka gün de peygamberimiz şunları anlatmıştır: Cennetlikler , cennete girince, Allah Teâlâ onlara: -Size daha fazla şeyler vermemi ister mi siniz? diye soracak. Onlar da: -Rabbimiz!Sen bizim yüzümüzü ak ettin. Bizi cennete koyup cehennemden kurtardın. Senden daha fazla ne isteyebiliriz? diyecekler. O zaman Allah Teâlâ , kendiyle kulları arasındaki engeli kaldıracak. Cennetlikler, Allah Teâlâya doya doya bakmaktan daha üstün ve daha güzel bir şey olmadığını anlayacaklar.

Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar. (BAKARA SURESİ / 186)
Gözler O' nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, latif olandır, haberdar olandır. (EN' AM SURESİ / 103)
Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız. (KAF SURESİ / 16)
Hele can boğaza gelip dayandığında, (VAKIA SURESİ / 83)
Ki o sırada siz (sadece) bakıp-durursunuz, (VAKIA SURESİ / 84)
Biz ona sizden daha yakınız; ancak görmezsiniz. (VAKIA SURESİ / 85)
Allah' ın göklerde ve yerde olanların tümünü gerçekten bilmekte olduğunu görmüyor musun? (Kendi aralarında gizli toplantılar düzenleyip) Fısıldaşmakta olan üç kişiden dördüncüleri mutlaka O' dur; beşin altıncısı da mutlaka O' dur. Bundan az veya çok olsun, her nerede olsalar mutlaka O, kendileriyle beraberdir. Sonra yaptıklarını kıyamet günü kendilerine haber verecektir. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir. (MÜCADELE SURESİ / 7 )